Stratejist Dr. Kazım Dalkıran: Bunun arkasında Amerika'nın, İsrail'in olduğunu kabul edebiliriz.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi'nin (TUSAŞ) Ankara'nın Kahramankazan ilçesindeki tesislerine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısını değerlendiren Stratejist Dr. Kazım Dalkıran, “Doğrudan terör örgütünün üst yapılanmasından talimat alan, ancak daha önceden hazırlanmış olan bir eylem olarak değerlendirmek mümkün.” dedi. 

Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, süreç değerlendirildiğinde iki hususun öne çıktığını kaydederek, “Bir, Türkiye'nin yerli ve milli olarak savunma sanayinde geldiği noktayı engellemek. İki, Türkiye içerisinde ortaya çıkan bir huzur ve barış ortamının engellenmesi. Bunun arkasında da tabii ki Amerika'nın, İsrail'in olduğunu kabul edebiliriz.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi’nden Stratejist Dr. Kazım Dalkıran, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi'nin (TUSAŞ) Ankara'nın Kahramankazan ilçesindeki tesislerine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısını değerlendirdi.

“Terör örgütünün üst yapılanmasında bir panik havası oluştuğu anlaşılmakta.”

Terör saldırısına ilişkin Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, “Özellikle 1 Ekim'de Meclis açılışında ortaya çıkan ve devamında partilerin birlikteliği görüntüsü, terör örgütünün üst yapılanmasında bir panik havası oluşturduğu anlaşılıyor. Onun için doğrudan terör örgütünün üst yapılanmasından talimat alan, ancak daha önceden hazırlanmış olan bir eylem olarak değerlendirmek mümkün.” dedi.

“Fethi Sekin'in şehit edildiği olaya benzer bir görüntü…”

Byle bir eylem yapanların kesinlikle bu eylem sonucunda kurtulamayacaklarını değerlendirdiklerini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, şöyle devam etti:

“Daha önce Fethi Sekin'in şehit edildiği olaya benzer bir görüntü olduğu anlaşılıyor. Ses getirmek için bir intihar saldırısı gibi değerlendirebiliriz veya terör saldırısı gibi değerlendirebiliriz. Bu tür eylemlerin genellikle Türkiye dışında olan teröristlerin kendileri için Türkiye'deki ortaya çıkacak huzur ortamının bir fayda vermeyeceği düşüncesiyle, terör örgütünün çözülmesinin önlenmesi maksadıyla yapıldığını söyleyebiliriz.”

“Suriye'nin kuzeyindeki terör devleti yapılanması için bu eylemlerin yapılması söz konusu.”

Özellikle Suriyeli teröristlerin kimlikleri olmadığından, buradaki gelişmelerin kendileri için iyi bir sonuç vermeyeceğini düşündüklerinden, sürecin bozulması için bu eylemlerin yapıldığını da dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, “Şimdi de örgüt içerisinde Suriye'nin kuzeyindeki teröristan diyeceğimiz terör devleti yapılanması için, tabii ki Amerika'nın desteklediği bir yapı, bu eylemlerin yapılması söz konusu.” dedi.

TUSAŞ neden seçildi?

TUSAŞ’ın seçilmesi konusuna da değinen Dr. Öğr. Üyesi Kazım Dalkıran, sözlerini şöyle tamamladı:

“TUSAŞ'ın seçilmesi ise tabii ki Türkiye'nin milli ve yerli savunma sanayinde geldiği süreci baltalamak için olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla biz bu süreci değerlendirdiğimizde iki husus öne çıkıyor: Bir, Türkiye'nin yerli ve milli olarak savunma sanayinde geldiği noktayı engellemek. İki, Türkiye içerisinde ortaya çıkan bir huzur ve barış ortamının engellenmesi. Bunun arkasında da tabii ki Amerika'nın, İsrail'in olduğunu kabul edebiliriz.”