İGC’DEN 10 OCAK’A ÖZEL PANEL DUAYEN GAZETECİ ÖCAL ULUÇ: BASINSIZ BİR DEMOKRASİ OLAMAZ!
İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında düzenlenen “Yarım Asırdır Sönmeyen Mücadele Ateşi: 10 Ocak’lar ve Gazetecilik” başlıklı paneli İGC Uluslararası Basın Merkezi’nde gerçekleşti.
Duayen Gazeteci Öcal Uluç ve Gazeteciler Burcu Taner ile Gökhan Köküşoğlu’nun konuşmacı olduğu panelde İGC Başkanı Dilek Gappi, 10 Ocak’ın Türkiye’de yarım asırı aşan bir mücadelenin sembolü olduğunu ifade etti. Başkan Gappi, “Gazetecilik Türkiye’deki en zor sektör. Sadece kendi kurguladıkları gerçeklerin topluma sunulduğu, gittikçe sayımızın azalması için çalışıldığı, gözaltı ve tutuklanmalarla sindirilmek istendiğimiz bu süreçte 10 Ocak’ların değerini daha iyi bilmeliyiz. Gazetecilerin istediklerinde nasıl mücadele edebilecekleri, haklarını nasıl alabilecekleri noktasında 10 Ocak’lar unutulmamalıdır” dedi.
“GAZETECİLERE HAK ETTİKLERİ YASAYI GETİRDİLER”
10 Ocak 1961 tarihine şahit olan Duayen Gazeteci Öcal Uluç meslektaşlarına, Türk basınını 10 Ocak’lara hazırlayan ortamı anlattı. Uluç, “27 Mayıs 1960’taki askeri darbe ile iş başına gelenler, Türk basınını düzeltmek ve gazetecilere hak ettikleri yasa olan 212 sayılı Basın İş Kanunu’nu çıkarmak için 10 Ocak’ı getirdiler. Basınsız bir demokrasinin olamayacağını biliyorlardı. Kanunun yürürlüğe girdiği 10 Ocak 1961’de 9 ulusal gazetenin sahibi üç gün bildiri yayınlayarak gazetelerini kapattılar. O dönemin ihtilal hükümeti de herhangi bir geri dönüş yapmadı ve bugüne geldik. Ancak günümüzde hala Anadolu’nun çoğu yerinde bu kanun uygulanmamaktadır. Gazete patronlarının çoğu bu kanunu çöpe atmış vaziyettedir” dedi.
“MESLEKİ İDEOLOJİYE SAHİP ÇIKMALIYIZ”
212 sayılı yasanın çağdaşlaşma rehberliğinde hazırlandığını ve gazeteciliği ilerici bir noktaya götürdüğünü dile getiren Gazeteci Burcu Taner ise mesleki ideolojiye sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. Taner, “İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra basın sektöründe örgütsüzlükten dem vuruyorduk. Mesleğimizin zorluklarını ancak var olan meslek örgütlerini, ihtisas derneklerini güçlendirerek aşabiliriz. Bizler genç meslektaşlarımıza, gazetecilik kültürünü aktarmalı, gazeteciliğin saygın bir meslek olduğunu unutturmamalıyız. Hala nefes alıyoruz, bu nedenle gazetecilik için de umut hala var” diye konuştu.
“KENTİN DİNAMİKLERİ İZMİR BASININA SAHİP ÇIKMALI”
Gazeteciliğin tutku ile yapılan bir meslek olduğunu söyleyen Gazeteci Gökhan Köküşoğlu da şöyle konuştu: “Geçmişte gazetecilere değer veriliyor, hak ettikleri ücretleri alabiliyorlardı. Maalesef günümüzde meslektaşlarımız asgari ücretin biraz üstünde rakamlarla hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Mesleğe ilk başladığımda aldığımız ücretlerin bir önemi yoktu. Amacımız üstatlardan haberciliği öğrenmekti. Ancak zaman ilerledikçe her şey değişiyor. Bir dönem gazeteciler transfer oluyordu. Şimdi ise böylesine zorlu bir dönemi yaşıyoruz. Basın yalnız bırakılıyor. Kentin dinamikleri İzmir basınına sahip çıkmalı.”