SP-Körfez kötü koku ve balık ölümleri
Son günlerde İzmir Körfezi’nde üzülerek şahit olduğumuz ölü balık görüntüleri ve kötü koku, İzmir’imizin en önemli gündem maddelerinden birisi haline gelmiştir. Ne yazık ki İzmir’de derelerin doğal yapılarının bozulup, dere tabanının betonla kaplanması sorunun başlangıcı olmuştur. Doğal Habitatı bozulan İzmir Körfezi’nde levrek, kefal ve çipura gibi binlerce ölü balık hem pis kokuya hem de sineklerin çoğalmasına sebep olmuştur.
2000’lerde Çiğli Arıtma Tesisi yapıldığında körfez neredeyse yüzülecek duruma gelmişti. 2005 yılından sonra fabrika atıklarının körfeze yeniden akıtılmaya başlanması, 2007 yılında kirliliğin hissedilmesine sebep oldu. Maalesef son çeyrek yüzyılın belediye başkanları, bilim insanlarıyla ve bilimle barışık olmadıkları için körfez bugün bu sıkıntıları yaşıyor.
İzmir ile ilgili her problem için mutlaka ilime ve gerçek ilim adamlarına başvurup fikirlerini alma mecburiyetimiz vardır. Körfez civarındaki aşırı yapılaşma, betonlaşma, derelerin altının betonlanması, körfez kirliliği ve aşırı sıcakların etkisi ile durum vahim bir hal almıştır. Bugün İzmir Körfezi’ndeki kirliliği konuşuyoruz. Dün metronun yürümeyen merdivenlerini, çalışmayan asansörlerini konuşmuştuk.
Çöp, çamur, çukurdan tutun da metruk binaların pislik yuvası olmasına, kentsel dönüşümün geri kalmasının getirdiği sıkıntılara, trafik sorunundan alt yapısına kadar konuşulacak o kadar çok konu var ki.. Büyükşehir Belediye Başkanının İzmir’e ve İzmirlilere acilen kulak verme; sorunların çözümü noktasında kısa, orta ve uzun vade olarak eylem planlarını açıklama mecburiyeti vardır.
Gündemin başlığı olan körfezin ve şehir içindeki rögarların pis kokusunu gidermek için acilen derelerin altındaki betonların kırılıp ıslah edilmesi, körfeze akıtılan kirli suyun ve atıkların derhal kesilmesi, Büyükşehir ve Çevre Bakanlığı işbirliği ile ortak çalışma yapılarak İzmir’imizin mavi körfezine kavuşup yeniden Ege’nin incisi durumuna getirilmesi İzmir’imizin ve İzmirlilerin en büyük hakkıdır.
Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye Başkanının Çevre Bakanıyla bir araya gelmesi sevindirici bir gelişmedir. Tarih bir kez daha Milli Görüşü, Saadet Partisi’ni haklı çıkarmıştır. Demek ki farklı görüşlerin, meselelerin çözümü noktasında bir araya gelmesi kimseyi hain veya terörist yapmıyormuş. Bu vesile ile unutulmamalıdır ki İzmir bize miras değil, bizden sonra gelecek nesillerin emanetidir. Bu emanete de en iyi şekilde sahip çıkmak ve tüm canlıları ile tekrardan yaşanılabilir, nefes alan, temiz ve müreffeh bir İzmir için Saadet Partililer olarak konunun takipçisi olacağımızı buradan sizlere duyurmak istiyorum.