Maritaş Denim, Harran Ovası’nda İkinci Rejeneratif Pamuk Hasadını Gerçekleştirdi

 Türkiye’nin ilk TÜBİTAK destekli, üniversite ve sanayi iş birliği içerisinde yürütülen rejeneratif pamuk hasadı, organik pamuk üretimindeki pozitif etki potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Maritaş Denim’in rejeneratif pamuk projesi, moda tüketimi, kumaş üretimi, hammadde temini ve doğa ile insan arasındaki ilişkiye çözüm sunan bütüncül bir yaklaşım sergiliyor. Proje, sadece pamuk üretimiyle sınırlı kalmayıp çevreye duyarlı tekstil üretiminden modaya kadar geniş bir yelpazede etkili olmayı amaçlıyor.

 Toplamda 340 şirkete kumaş üreten, ulusal ve global denim markalarının en önemli çözüm ortaklarından biri olan Maritaş Denim, 2023 yılında başlattığı rejeneratif pamuk projesinin ikinci hasadını gerçekleştirdi. “Harvesting in Harran: Maritaş Denim’s Regenerative Cotton Journey Phase 2” sloganıyla hayat bulan ikinci hasat etkinliği de rejeneratif tarımın çevresel, ekonomik ve akademik faydalarını gözler önüne seren önemli bir kilometre taşı oldu. Yerel çiftçilerin desteklenmesi ve ulusal çapta yenileyici tarım uygulamalarına dikkat çekilmesi amacıyla başlatılan projede, Maritaş Denim, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ve Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü ile iş birliği yapıyor.

Projede, pamuğun topraktan başlayarak giysiye dönüşme sürecinde çevreye zarar vermeden, sürdürülebilir yöntemlerle üretim yapılması sağlanıyor. Projenin başarısı, sadece hammadde temininde değil, aynı zamanda kumaşın üretimi ve nihai moda tüketimi üzerinde de köklü bir değişim yaratmayı hedefliyor. Maritaş Denim’in bu vizyoner projesi, modadan hammaddeye, kumaş üretiminden doğaya kadar birçok alana dokunarak, moda sektörünün sürdürülebilirlik ekseninde nasıl yeniden şekillenebileceğini gösteriyor.

 

Organic Cotton Accelerator (OCA) Tarafından Desteklenen İlk Rejeneratif Pamuk Projesi

 Sektörüne yeşil dönüşüm alanında önderlik yapan Maritaş Denim, 16 ülkede konumlandırdığı acenteleri aracılığıyla 41 farklı ülkedeki 340 markaya kumaş ihracatı gerçekleştiriyor. Organik pamuk üretiminin çevresel ve sosyal açıdan yaratabileceği olumlu etkileri ortaya koymayı amaçlayan bu proje, aynı zamanda Organic Cotton Accelerator (OCA) tarafından desteklenen ilk rejeneratif pamuk projesi olma özelliğini taşırken, OCA’nın küresel tarım programı kapsamında yürütülüyor.

Türkiye’de rejeneratif tarımın pamuk üretimine getirdiği katkıların yaygınlaştırılması hedefleniyor. Yöntemlerin sadece üretim verimliliğini artırmakla kalmayıp, sürdürülebilir tarım politikalarının temel taşlarından biri olarak kabul edilmesi bekleniyor. Toprağın biyolojik çeşitliliğini zenginleştiren yaklaşımlar, su kaynaklarının daha verimli kullanımını desteklerken, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik önemli adımlar içeriyor.

 

Mercimek Ekimiyle Toprağa Doğal Yollardan Azot Kazandırıldı

 Maritaş Denim, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda yenileyici tarım uygulamalarını hayata geçirerek pamuk üretiminde çevre dostu adımlar atıyor. Rejeneratif tarım uygulamaları, toprağın verimliliğini artırırken doğal kaynakları koruma amacı taşıyor. Bu kapsamda Maritaş Denim projenin ilk aşamasında itibaren, pamuk ekimi öncesinde mercimek ekimi yaparak toprağa doğal yollardan azot kazandırdı. Mercimek bitkisinin köklerinde biriktirdiği azot, pamuk üretiminde kimyasal gübre kullanımını ciddi oranda azaltarak, hem çevreye verilen zararı minimize etti hem de maliyet avantajı sağladı. Bunun yanında, toprak işleme süreçlerini en aza indirerek toprak yapısının bozulmasını engelleyen ve örtü ekimi gibi sürdürülebilir tarım tekniklerini de uygulayan Maritaş Denim, tarımda yenilikçi yöntemleri başarıyla entegre etti. 

 

“Konvensiyonel Tarım Gibi Kökleşmiş Alışkanlıkları Değiştirmeyi Hedefliyoruz”

 Maritaş Denim Rejeneratif Pamuk Projesi’ni “Samimi ve gerçek, şeffaf, izlenebilir ve bilimsel. Toprak, insan, doğa ve tekstilin en saf halindeki birleşimi. Geleceğe yürürken geçmişin faydalarını bütün ile birleştiren bir proje.” olarak tanımlayan Maritaş Denim Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kesim, “Rejeneratif pamuk yolculuğuna 2022 yılında “yakın tedarik mümkün” diyerek üniversitelerle ve çiftçilerle el ele çıktık. Bu yıl yanımıza sürdürülebilir değişime ve yöntemlere inanan ortaklar katarak büyüyerek yol aldık. Bu süreçte gördük ki bu yol kolay değil ama mümkün. Çevresel etkisi bu kadar yüksek bir sektör için de vazgeçilmez.

Yaptığımız iş yalnızca toğrağı ve süreçleri onarmak değil, baştan aşağı bir yenilenmeden bahsediyoruz. Konvensiyonel tarım gibi kökleşmiş alışkanlıkları, yerleşmiş davranışları değiştirmekten, hammadeleri yeniden gözden geçirmekten, ürünlerimizi doğaya uygun üretebilmek için gerekirse en baştan tasarlamaktan bahsediyoruz. Ancak bunu tek başımıza başarmamız imkansız.

Değişimi, bizim gibi süreci en başından sonuna kadar ele alıp bilgiyi doğru anlatabilecek, moda endüstrisine tercüme edecek yol arkadaşlarıyla yapmak istiyoruz. Projede bize yol gösteren Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Çopur’a, Doç. Dr. Hasan Haliloğlu ve ekibine, Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cem Güneşoğlu’na teşekkür ediyoruz.” açıklamalarında bulundu. 

 

“Rejeneratif Tarımda Tarlayı Bitki ile Kaplıyoruz”

 Projenin ikinci yılında, Aralık 2023’te ekilen mercimeklerin hasadını Mayıs 2024’te tamaladıklarını belirten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Çopur, “Bu aşamadan sonra, rejeneratif tarım kriterleri çerçevesinde; doğa dostu, çevreye zarar vermeden ve derin sürümden kaçınarak pamuk ekimini yaptık.

Geleneksel sulama yöntemlerinin dışına çıkarak fazla su kullanmaktan kaçındık, kışın 5-6 aylık bir süreçte tarlayı bitkiyle kapladık. Harran Ovası’nda 1995 yılından beri pamuk tarımı ve konvansiyonel tarım yapılıyor. Biz, oluşan hataları minimize etmeye gayret ettik. Pamuk, ülkemizde ay çiçeğinden sonra gelen ikinci önemli yağ bitkisidir. Tohumunda %20 oranında yağ vardır ve elde edilen yağ, yemeklik olarak dahi kullanılabilmektedir.

Daha az toprak işleme noktasında da avantajlarımız var. Daha az toprak işleme daha az yakıt, üretim maliyetlerinin azaltılması, çevreye daha az zarar vermek ve daha az karbon salınımı demek. Konvansiyonel tarımda, kış sezonunda tarla 6 ay boş bırakılır, rejeneratif tarımda ise biz tarlayı bitki ile kaplıyoruz. Bitki kaplaması fotosentezi devam ettiriyor ve karbonu toprakta biriktiriyor. Bizim ülkemizde mercimek üretimi oldukça sınırlı. Türkiye her yıl 400-500 ton civarında mercimek ithal ediyor. Bu projeyle birlikte, pamuk ekimi öncesi mercimek üretimini ovada yaygınlaştırabilirsek ithalatını da engellemiş olacağız.” ifadelerini kullandı.