Psikolojik sorunlar yabancı madde yeme alışkanlığına neden olabiliyor

Sağlık 06.07.2024 - 13:21, Güncelleme: 22.10.2024 - 14:35 2042+ kez okundu.
 

Psikolojik sorunlar yabancı madde yeme alışkanlığına neden olabiliyor

Bir aydan uzun süren, besin olarak kabul edilmeyen maddelerin devamlı ve ısrarlı bir şekilde yenilmesi alışkanlığına pika sendromu denildiğini belirten uzmanlar bu durumun en sık çocuklarda görüldüğünü söylüyor.

Tedavinin en önemli aşaması pika sendromunu hastalık olarak kabul etmek Bir aydan uzun süren, besin olarak kabul edilmeyen maddelerin devamlı ve ısrarlı bir şekilde yenilmesi alışkanlığına pika sendromu denildiğini belirten uzmanlar bu durumun en sık çocuklarda görüldüğünü söylüyor. Beslenme yetersizlikleri ya da psikolojik sorunların pika sendromuna neden olabileceğini dile getiren Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, çocuklarda tanı koyulabilmesi için 2 yaşından büyük olması gerektiğini söyledi. Tedavinin en önemli aşamasının pika sendromunun bir hastalık olarak kabul edilmesi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Pika sendromu tedavisinde psikiyatrist, psikoterapist ve diyetisyen desteği önemli rol oynar.” dedi. Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, besin değeri olmayan yabancı madde yeme alışkanlığı pika sendromu hakkında bilgi verdi. En yaygın belirtisi karın ağrısı  Bir aydan uzun süren, besin olarak kabul edilmeyen toprak, kağıt, saç, boya, kül, kil gibi maddelerin devamlı ve ısrarlı bir şekilde yenilmesi alışkanlığına pika sendromu denildiğini ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, bu durumun en sık çocuklarda görüldüğünü ve ‘toprak yeme alışkanlığı’ olarak bilindiğini söyledi. Karın ağrısının pika sendromunun en yaygın ve sık görülen belirtileri arasında yer aldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Çocuğun yediği şeylerden dolayı dışkısında kan, kabızlık veya ishal görülebilir. Kabızlık ve ishale tıkanıklık ya da hasar görme gibi bağırsak sorunları eklenebilir. Yenilen maddelerin yol açtığı sık görülen enfeksiyonlar da pika sendromu belirtileri arasında bulunur.” dedi. “Pika sendromu tanısı 2 yaşından önce konulamaz” Demir eksikliği, çinko eksikliği ve yetersiz beslenmenin pika sendromunun en yaygın nedenleri arasında olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Kimi zaman psikolojik sorunlar da yabancı madde yeme alışkanlığına neden olabilmektedir. Ebeveynin yeterli ilgiyi göstermediği ve çocuk gelişimi için uygun ortamın oluşmadığı durumlar pika sendromunun gelişmesinde etkilidir. Anne-babanın ayrılması, çocuk istismarı, anne-baba ve çocuk arasındaki iletişim bozuklukları, ailenin ihmali gibi durumlarda çocuklarda pika sendromu görülebilir. Şizofreni, obsesif kompulsif bozukluklar ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar da pika sendromunun oluşmasına zemin hazırlayabilir.” uyarısında bulundu. Pika hastalığının tanısının koyulabilmesi için çocuğun en az 2 yaşında olması gerektiğine de dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş şöyle devam etti: “Çünkü ufak çocuklarda ağza uygunsuz maddeleri atma ve yemeye çalışma davranışı görülebilir. Bebekler emekleme dönemlerinde ve diş çıkarma dönemlerinde bulduğu yabancı cisimleri ağızlarına götürme eğilimindedirler. İlerleyen yaşa rağmen ağza yabancı cisim götürme eylemini devam ettiren çocuklarda pika sendromu gelişebilir.” “Kişi önce yaşadığı durumu hastalık olarak kabul etmeli”  Vücut için gerekli olan karbonhidrat, yağ, protein, mineraller ve özellikle B1, B6 vitaminlerinin yeterli miktarda alınmaması sonucunda, vücutta besin değeri olmayan maddeleri yeme eğilimi oluşabileceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çeşitli nedenlerle beslenmenin etkilenmesi ve süt, yumurta, et, balık ve peynir gibi temel gıda maddelerine ulaşımın azalması ile vücudun gıda eksikliğini çeşitli maddelerle gidermeye çalışması pika sendromunun oluşmasına zemin hazırlar. Tedavide öncelikle kişinin yaşadığı durumun bir hastalık olduğunu kabul etmesi önemlidir. Bireylerin yanlış beslenme tercihlerini doktora aktarması sonucunda pika sendromu tanısı konur. Yeme bozukluğuna sebep olan nedenler belirlendikten sonra, yanlış beslenme eğilimine iten faktörlerin ortadan kalkmasına yönelik bir tedavi planlanır.” Psikiyatrist, psikoterapist ve diyetisyen desteği önemli Doktor ve diyetisyen önerisi ile pika sendromu yaşayan bireye özel beslenme programı uyguladığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş sözlerini şöyle tamamladı: “Beslenme planının uygulanma aşamasında bireyin çevresinin desteği ve kontrolü tedavinin gidişatını olumlu yönde etkiler. Özellikle çocuk hastalarda ailenin çocuğa destek olması, aktif iletişimde ve gözlemde bulunması oldukça önemlidir. Pika sendromu tedavi edilmezse gelişme geriliği, bağırsaklarda yenilen sert maddelere bağlı ciddi hasarlar, vücutta kurşun birikmesi gibi sorunlara neden olabilir.  Pika sendromu tedavisinde psikiyatrist, psikoterapist ve diyetisyen desteği önemli rol oynar. Psikolojik sebeplerden kaynaklanan durumlarda ise psikoterapi ve davranışsal terapi teknikleriyle birlikte yeme davranış bozukluğunun tedavisi yapılır.” Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.48285
Bir aydan uzun süren, besin olarak kabul edilmeyen maddelerin devamlı ve ısrarlı bir şekilde yenilmesi alışkanlığına pika sendromu denildiğini belirten uzmanlar bu durumun en sık çocuklarda görüldüğünü söylüyor.

Tedavinin en önemli aşaması pika sendromunu hastalık olarak kabul etmek

Bir aydan uzun süren, besin olarak kabul edilmeyen maddelerin devamlı ve ısrarlı bir şekilde yenilmesi alışkanlığına pika sendromu denildiğini belirten uzmanlar bu durumun en sık çocuklarda görüldüğünü söylüyor.

Beslenme yetersizlikleri ya da psikolojik sorunların pika sendromuna neden olabileceğini dile getiren Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, çocuklarda tanı koyulabilmesi için 2 yaşından büyük olması gerektiğini söyledi. Tedavinin en önemli aşamasının pika sendromunun bir hastalık olarak kabul edilmesi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Pika sendromu tedavisinde psikiyatrist, psikoterapist ve diyetisyen desteği önemli rol oynar.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, besin değeri olmayan yabancı madde yeme alışkanlığı pika sendromu hakkında bilgi verdi.

En yaygın belirtisi karın ağrısı 

Bir aydan uzun süren, besin olarak kabul edilmeyen toprak, kağıt, saç, boya, kül, kil gibi maddelerin devamlı ve ısrarlı bir şekilde yenilmesi alışkanlığına pika sendromu denildiğini ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, bu durumun en sık çocuklarda görüldüğünü ve ‘toprak yeme alışkanlığı’ olarak bilindiğini söyledi.

Karın ağrısının pika sendromunun en yaygın ve sık görülen belirtileri arasında yer aldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Çocuğun yediği şeylerden dolayı dışkısında kan, kabızlık veya ishal görülebilir. Kabızlık ve ishale tıkanıklık ya da hasar görme gibi bağırsak sorunları eklenebilir. Yenilen maddelerin yol açtığı sık görülen enfeksiyonlar da pika sendromu belirtileri arasında bulunur.” dedi.

“Pika sendromu tanısı 2 yaşından önce konulamaz”

Demir eksikliği, çinko eksikliği ve yetersiz beslenmenin pika sendromunun en yaygın nedenleri arasında olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Kimi zaman psikolojik sorunlar da yabancı madde yeme alışkanlığına neden olabilmektedir. Ebeveynin yeterli ilgiyi göstermediği ve çocuk gelişimi için uygun ortamın oluşmadığı durumlar pika sendromunun gelişmesinde etkilidir. Anne-babanın ayrılması, çocuk istismarı, anne-baba ve çocuk arasındaki iletişim bozuklukları, ailenin ihmali gibi durumlarda çocuklarda pika sendromu görülebilir. Şizofreni, obsesif kompulsif bozukluklar ve depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar da pika sendromunun oluşmasına zemin hazırlayabilir.” uyarısında bulundu.

Pika hastalığının tanısının koyulabilmesi için çocuğun en az 2 yaşında olması gerektiğine de dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş şöyle devam etti:

“Çünkü ufak çocuklarda ağza uygunsuz maddeleri atma ve yemeye çalışma davranışı görülebilir. Bebekler emekleme dönemlerinde ve diş çıkarma dönemlerinde bulduğu yabancı cisimleri ağızlarına götürme eğilimindedirler. İlerleyen yaşa rağmen ağza yabancı cisim götürme eylemini devam ettiren çocuklarda pika sendromu gelişebilir.”

“Kişi önce yaşadığı durumu hastalık olarak kabul etmeli” 

Vücut için gerekli olan karbonhidrat, yağ, protein, mineraller ve özellikle B1, B6 vitaminlerinin yeterli miktarda alınmaması sonucunda, vücutta besin değeri olmayan maddeleri yeme eğilimi oluşabileceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çeşitli nedenlerle beslenmenin etkilenmesi ve süt, yumurta, et, balık ve peynir gibi temel gıda maddelerine ulaşımın azalması ile vücudun gıda eksikliğini çeşitli maddelerle gidermeye çalışması pika sendromunun oluşmasına zemin hazırlar. Tedavide öncelikle kişinin yaşadığı durumun bir hastalık olduğunu kabul etmesi önemlidir. Bireylerin yanlış beslenme tercihlerini doktora aktarması sonucunda pika sendromu tanısı konur. Yeme bozukluğuna sebep olan nedenler belirlendikten sonra, yanlış beslenme eğilimine iten faktörlerin ortadan kalkmasına yönelik bir tedavi planlanır.”

Psikiyatrist, psikoterapist ve diyetisyen desteği önemli

Doktor ve diyetisyen önerisi ile pika sendromu yaşayan bireye özel beslenme programı uyguladığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş sözlerini şöyle tamamladı:

“Beslenme planının uygulanma aşamasında bireyin çevresinin desteği ve kontrolü tedavinin gidişatını olumlu yönde etkiler. Özellikle çocuk hastalarda ailenin çocuğa destek olması, aktif iletişimde ve gözlemde bulunması oldukça önemlidir. Pika sendromu tedavi edilmezse gelişme geriliği, bağırsaklarda yenilen sert maddelere bağlı ciddi hasarlar, vücutta kurşun birikmesi gibi sorunlara neden olabilir. 

Pika sendromu tedavisinde psikiyatrist, psikoterapist ve diyetisyen desteği önemli rol oynar. Psikolojik sebeplerden kaynaklanan durumlarda ise psikoterapi ve davranışsal terapi teknikleriyle birlikte yeme davranış bozukluğunun tedavisi yapılır.”

Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.48285

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve izmir35haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.