Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Kolları Komisyonu, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü basın açıklaması yaptı.
Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Kolları Komisyonu, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü basın açıklaması yaptı.
Manisa Adalet Sarayı önünde gerçekleşen açıklamaya Manisa Barosu Başkanı Av. Sevgi Başak Yeşil Malay ve avukatlar katıldı. Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Kolları Komisyonu Başkanı Av. Beril Aras, bugün ülkemizde ve dünyada çocukların savaşların gölgesinde açlık ve yoksulluğun pençesinde bir yaşam sürdüğüne dikkat çekti. Aras, dünyanın bu yıkıma göz yumduğunu belirterek ne olursa olsun çocukların yaşam hakkını savunmak gerektiğini kaydetti.
Manisa Adalet Sarayı önünde gerçekleşen açıklamaya Manisa Barosu Başkanı Av. Sevgi Başak Yeşil Malay ve avukatlar katıldı. Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Kolları Komisyonu Başkanı Av. Beril Aras, bugün ülkemizde ve dünyada çocukların savaşların gölgesinde açlık ve yoksulluğun pençesinde bir yaşam sürdüğüne dikkat çekti. Aras, dünyanın bu yıkıma göz yumduğunu belirterek ne olursa olsun çocukların yaşam hakkını savunmak gerektiğini kaydetti.
Aras, “Çocukları korumak ve yaşam koşullarını iyileştirmek adına 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme” imzalanmış ve o tarihten günümüze 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kabul edilmiştir. Her çocuk, doğuştan bazı haklara sahiptir. Bu hakların başında yaşam hakkı gelmekle beraber, sağlık, barınma, eğitim, cinsel ya da psikolojik sömürüye karşı korunma gibi haklara sahip olan çocuklar, yetişkinlerin yaratmış olduğu bu dünya düzeninde savunmasızdır. Bu nedenle çocuklara bazı hakların verilmesi ve bu hakların korunması, tüm çocuklar için çok önemlidir.
Ne yazık ki Ülkemizde ve dünyada çocuklarımız savaşların gölgesinde, açlık ve yoksulluğun pençesinde bir yaşam sürmektedir. Bu noktada Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu olarak sesleniyoruz; böyle bir zamanda çocuklarımız için daha yaşanılabilir bir gelecek bırakmak toplumdaki herkesin en büyük görevi ve sorumluluğu olmalıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmede yer aldığı şekilde, devletlerin çocukların haklarının gözetilmesinde uymakla yükümlü oldukları asgari standartları esas alan ve 2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu halen gerekli altyapısı oluşturulamadığı için amacına uygun şekilde işlerliği sağlanamamaktadır. Daha birkaç gün önce hemen yanı başımızda 5 çocuğun yoksulluk yüzünden hayatını kaybettiğini gördük.
Bu çocukların yaşadıkları yer maalesef ev diye tabir edemeyeceğimiz kadar harap bir halde iken neden korunma altına alınmadığı sorusu hepimiz tarafından soruldu. Biliyoruz ki bu çocuklar tek değil bu şekilde yaşayan yüzlerce çocuk var. Tam da bu noktada Korunma ihtiyacı olan çocuklar için öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin sağlıklı işlemesi için bir an önce idari alt yapının güçlendirilmesi, kurumlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi, durum analizi yapılarak eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.
Yoksulluk ve ekonomik şartlar beraberinde çocuk işçiliğini de getirmektedir. Çocuk işçiliği, temel bir çocuk hakkı ihlalidir ve çocukların sağlığı, eğitimi, gelişimi ve refahı için önemli bir tehdittir. TÜİK Resmi İstatistikleri göstermektedir ki sokakta çalışanlar da dahil olmak üzere en az 720.000 çocuk kayıt dışı çalışmaktadır. Ayrıca ülkemizde 6 Şubat 2023'te meydana gelen ve 11 ilimizi etkisi altına alan depremden 4.5 milyon çocuğumuz etkilenmiş, Refakatsiz çocukların bir kısmı, aile ve akrabalarının haberi olmaksızın başka illerde Bakanlık tarafından koruma altına alınmıştır. 38 Kadarı da hala daha kayıp statüsünde bulunmakta ve maalesef aileleri dışında devlet dahil kimse izini sürmemektedir. Yine hayatta kalanların hangi şartlar altında konteynırlarda yaşadıkları bilinmemektedir” dedi.
Aras, “Bugün, dünyada işkence ve kötü muameleyle karşı karşıya olan, savaşlar ve silahlı çatışmalarda ölen, tecavüz ve işkenceye maruz kalan, istismara uğrayan, asker olarak kullanılan, mülteci olan, açlık ve yoksulluk içinde milyonlarca çocuk bulunuyor. 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren İsrail ve Filistin arasında başlayan ve her geçen gün artarak devam eden çatışmalarda Gazzede okul çağındaki 11.500'den fazla çocuğun İsrail saldırılarında öldürüldüğü bildiriliyor. Aylardır süren yoğun bombardıman nedeniyle büyük yıkımın yaşandığı Gazze'de yüzde 70'i çocuk olmak üzere 10 bin kişi enkaz altında hala kayıp durumda. Dünya bu kıyıma göz yummuş olsa da bizler bu çocukların yaşam hakkını savunmak zorundayız.
Ülkemizin acı gerçeklerinden biri de İçinde bulunduğumuz dönemde hala daha devam eden çocukevlilikleri, çocuk istismarları. Bu suçların Her geçen yıl sayısı artarken maalesef ki Lanzarote Sözleşmesi'nden çıkılması gibi konular gündeme getirilip durulmaktadır. Çocuklarımızın geleceğini korumak adına imzalanan bu sözleşmeye rağmen gerçekleşen çocuk evlilikleri, çocuk istismarı ve çocuk fuhuşlarına dair veriler; sözleşmenin verimli uygulanmadığını, konuşmamız gereken başka konular olduğunu ve bu şekilde gündeme gelmesinin vehametini gözler önüne sermektedir. TÜİK verilerine göre 2023'te 15 yaşından küçük 130 çocuk doğum yaptı. Bu sayı, 2021’de 117, 2019’da 152; 2018’de 198 idi. 1
5 yaşından küçük çocuk anne sayısı 2001 yılında ise 2 bin 730'du. Çocukların cinsel istismarı hakkında 2023'te 40.000'den fazla dosya açıldı Adalet Bakanlığı'nın Nisan 2024'te yayınladığı "Adalet İstatistikleri 2023" raporuna göre, "çocukların cinsel istismarı" iddiası ile 2023 yılında 40.713 yeni dosya açıldı ve bu dosyalarda 36.275 şüpheli yer aldı. ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’n de çocukların maruz kaldığı tüm mağduriyetler sayılıp dökülmesine ve bir takım çözüm önerileri getirilmesine rağmen durumda bir değişme olmadığı gibi aksine her sene olumsuz verilerde büyük artışlar yaşanmaktadır Ülkemizde de, Anayasa tarafından devletimize verilmiş olan, çocuğun korunması ve gelişiminin sağlanması görevi tam olarak yerine getirilememektedir.
Gerek yasal gerek ise eğitim alanında milli ve manevi değerler dikkate alınarak yapılacak düzenlemeler ile çocukların ve ailelerin korunup bilinçlendirilmesi görevi devletimize düşmektedir. Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu olarak; Çocukların çocuk olduğu bilinciyle, çocuklara yapılan yatırımın geleceğe yapılan yatırım olduğunu unutmayarak ülkemizin modern ve muasır medeniyet seviyesinde bir eğitim sistemi, sosyal devlet anlayışı, gelişmiş ekonomik yapılanması ile çocuklarımızın geleceklerini onlara güvenle bırakabildiğimiz mutlu yarınlar için yukarıdaki önerilerin hayata geçmesini başta devlet olmak üzere ilgili tüm kişi ve kurumları yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için yapılacak planlamalarda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu kamuoyuna saygılarımızla beyan ederiz” diye konuştu.
Manisa Barosu Başkanı Av. Sevgi Başak Yeşil Malay ise, “Bizler Mustafa Kemal Atatürk ün, dünyada çocuklara milli egemenliğin en büyük nişanesi olan meclisin açılış gününü bayram olarak armağan eden tek liderin kurduğu cumhuriyette, geleceğin gülü, yıldızı mutluluk parıltısı olarak çocukları tanımladığı cumhuriyette bugün; çocuklarımızın haklarını koruyamıyoruz.
Çocuk hakkı Diyarbakır da ailesi tarafından katledilen narin in yaşam hakkıdır. Çocuk hakkı aralarında bir yaş olan en küçüğü 1 yaşındaki 5 kardeşin bir barakada yangından ölmeme hakkıdır. Çocuk hakkı devlet okullarındaki öğrencilerin bir öğün sağlıklı beslenme hakkıdır. Çocuk hakkı 8 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmeme hakkıdır. Çocuk hakkı 12 yaşındaki çocukların sanayide çalıştırılmama hakkıdır. Çocuk hakkı Filistin’de soykırıma uğramama hakkıdır. Manisa Barosu olarak çocuklarımızın her şart ve koşulda haklarının korunmasının takipçisiyiz” diye konuştu.
cüneyt hasçelik
Manisa HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.