Ergin Tatar, Karambol Oyunu mutlaka yaşatılmalı ve gelecek nesillere aktarılmalıdır
Ergin Tatar, Karambol Oyunu mutlaka yaşatılmalı ve gelecek nesillere aktarılmalıdır
Ege Üniversitesinde gerçekleştirilen söyleşiye konuk olan Ergin Tatar, 1491-1497 yılları arasında İspanya ve Portekiz’den çıkarılan ve Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan İspanyol Yahudileriyle birlikte Anadolu’ya geldiğine inanılan ve günümüzde sadece Tire’de oynanan ‘Karambol’ oyununun yok olmakla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Ege Üniversitesinde gerçekleştirilen söyleşiye konuk olan Ergin Tatar, 1491-1497 yılları arasında İspanya ve Portekiz’den çıkarılan ve Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan İspanyol Yahudileriyle birlikte Anadolu’ya geldiğine inanılan ve günümüzde sadece Tire’de oynanan ‘Karambol’ oyununun yok olmakla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesinde “Müze Söyleşileri” devam ediyor. Moderatörlüğünü EÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur’un yaptığı “Tire’de Oynanan Karambol Oyunu” söyleşisi gerçekleştirildi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Bölümü Doktora Öğrencisi Ergin Tatar’ın konuşmacı olarak yer aldığı programa EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko’nun yanı sıra akademisyenler, öğrenciler ve sanatseverler katıldı.
Oyunların insan yaşamının vazgeçilmez bir unsuru ve bir gerçekliği olduğunu vurgulayarak sunumuna başlayan Ergin Tatar, “Yeri, zamanı ve konumu ne olursa olsun her insan oyun ile iç içe olmuştur ve yaşamının her aşamasında oyun oynayan tek canlı, insandır. Oyun, her şeyden önce, bir kişinin yapmak zorunda olduğu şey değil, yapmak istediği şeydir. Oyuncular sadece oynamayı değil, nasıl oynayacaklarını da seçerler ve oyunun kendi kendine yönetildiği ifadesinin anlamı budur. Oyuncular, başkasının oyunundaki piyonlar değil, özgür aktörlerdir. Birden fazla oyuncunun yer aldığı sosyal oyunda, bir kişi ancak yalnızca diğerlerinin isteği üzerine, bir süreliğine lider olarak ortaya çıkabilir. Oyun üretmeyen ve oyun oynamayan toplum yoktur. Her toplumsal tabaka kendi statüsünü yansıtacak şekilde bir oyun türü ve diğer unsurlarıyla birlikte kendine özgü oyun tavrını da yaratır. Bu anlamda oyunlara bakarak toplumları, toplumlara bakarak da oyunları değerlendirmek suretiyle hem bir toplum hem de toplumlararası iletişim ve etkileşim konusunda kısıtlı da olsa bir fikir sahibi olabiliriz. Tarihi süreçte diğer unsurların yanında oyunların da toplumlar arasındaki iletişimin ve etkileşimin bir unsuru olmuşlardır.” diye konuşarak oyunun toplum yaşamındaki yeri ve önemini vurgulamıştır.
“Oyunlar Kültürel Mirasın bir unsurudur”
Oyun deneyiminin nesiller arasında köprü görevi yapan unsurlardan birisi olarak oynandığını, tekrarladığı sürece varlığını sürdürdüğünü ve kolay kolay
unutulmadığını vurgulayan Ergin Tatar, “Birikimli kültürün bir unsuru olan oyunlar ve oyun kültürü, bir toplumun tarihi süreç içerisinde geçirdiği değişimlerden, ilişki kurduğu topluluklardan, kullandıkları teknolojilerden ve karşılıklı etkileşimlerinden elde ettikleri birikim sonucunda gelişimini ve değişimini sağlamış, nesilden nesile aktarılarak değişik sürelerde toplumların yaşamlarında varlığını sürdürmüşlerdir. Her oyunun toplumsal yaşam içerisinde var olma süreci farklıdır ve her oyunun oynanma süreci bir gün sona erecek, belki de toplumun hafızasından silinecektir. Ancak her ne kadar oynanmasa da oyunların Kültürel Mirasın bir unsuru olarak bilinmesi ve toplumsal hafızada kalıcı olması gerekir.” diyerek oyun ve kültür arasındaki ilişkiden bahsetmiştir.
“Öncelikle yaygın bir şekilde tanıtımının yapılması gerekiyor”
Ergin Tatar, “Oyun Kültürü konusundaki Doktora Tezi çalışmaları süreci bir yandan geçmişte toplumların oynadıkları oyunlarla ilgilenirken diğer yandan bu oyunların benzeri ya da uzantısı sayılabilecek türdeki oyunları belirlemenin yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş oyunları tespit edip belgelemek, gelecek nesillere aktarmak gibi bir çalışmayı da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda diğer oyunların yanı sıra yerel kalmış bir oyun olarak tespit ettiğimiz Karambol oyununun da Kültürel Mirasımızın bir unsuru olarak gerekli derleme ve araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz verilerden yola çıkarak gerek ülke genelinde ve gerekse uluslararası alanda tanıtım ve yayınları yapmak suretiyle kalıcılığını ve tanınırlığını sürdürmek amaçlanmaktadır. Karambol diye adlandırılan oyun günümüzde sadece İzmir ili Tire ilçesinde oynanan bir oyundur. 1491-1497 yılları arasında İspanya ve Portekiz’den çıkarılan ve bir kısmı deniz yoluyla, bir kısmı da kara yoluyla Kuzey Afrika, Avrupa ve Osmanlı İmparatorluğuna dağılan İspanyol Yahudileriyle birlikte Anadolu’ya geldiğine inanılan bu oyun, önceleri sadece Yahudiler tarafından oynanmakta iken zaman içerisinde yaşadıkları coğrafyadaki yerel halk tarafından da benimsenmiş ve oynanmaya başlamıştır. Eskiden Tire dışında İzmir ve çevre ilçelerin bazılarında oynandığı bilinen Karambol Oyunu zaman içerisinde unutulmuş, Yahudilerin Tire’yi terk etmeleriyle unutulmamış, Tire halkı tarafından da benimsenmiş, oynanmış ve korunarak günümüze kadar ulaşmıştır. Zamana direnerek günümüze kadar ulaşan bu oyun oldukça kritik bir konumdadır ve yok olmakla karşı karşıyadır. Karambol Oyunu özellikle teknolojinin gelişmesiyle oyun kültüründe meydana gelen büyük değişikliklerle birlikte yeni neslin ilgi alanından çıkarak yaşlılar ve orta yaşlıların oynadıkları bir oyun olmuştur. Tire Belediyesi tarafından yapılan 2 adet Karambol sahasının korunmasının yanı sıra sayılarının daha da artırılması, Kültürel Mirasın bir unsuru olan bu oyunun da mutlaka yaşatılarak gelecek nesillere aktarılması için öncelikle yaygın bir şekilde tanıtımının yapılması gerekmektedir.” diye konuştu.
Söyleşinin sonunda Moderatör Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur ve Doç. Dr. Dilek Maktal Canko, katılımından dolayı Ergin Tatar’a “Teşekkür Belgesi” takdim etti.
İzmir HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.