Kanser Hastalarına Bunları Söylemeyin

Sağlık 03.02.2025 - 15:17, Güncelleme: 03.02.2025 - 15:17
 

Kanser Hastalarına Bunları Söylemeyin

Dünyada giderek yaygınlaşan ve tıbbın henüz yenemediği kanserle ilgili, her yıl 4 Şubat Kanser Günü’nde, çeşitli etkinliklerle toplumda farkındalık sağlanmaya çalışıyor. Ancak toplumda kanser hastalığı kadar kanser hastalarına yaklaşım konusunda da farkındalığa ihtiyaç var. Medikal Onkoloji Uzmanı Prof.Dr.Rüçhan Uslu, kanser hastalarına moral vermek amacıyla söylenen sözlerin, hastaları olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, nasıl yaklaşılması gerektiğini anlattı.

“Hastanın kanser olduğunu bilmeye hakkı var” Çoğu hasta yakınının, hastadan kanserin gizlenmesini istediğini belirten Uslu, hastanın teşhisini bilmesinin en temel insani hakkı olduğunu söyledi. Uslu, “Hastanın doğru bilgilendirilmesi, karar aşamalarına katılması ve tedavi seçeneklerini bilmesi uyum çabasına katkı sağlar. Zaten onkoloji bölümüne gelen, kemoterapi alan bir hastanın kanser olmadığını zannetmesi mümkün değildir. Bu tür yaklaşımlar hastanın sağlık personeline olan güvenini de sarsmaktadır” dedi. Prof.Dr. Rüçhan Uslu, kanser teşhisinin hastaya söylenmesi kadar nasıl söylendiğinin de önemine değinerek, hastanın umudunu zedelemeden çok nazik bir denge içinde gerçeği kabullenmesini sağlanması için hekimin bu konuda eğitimli olması gerektiğini söyledi.   Moral vermek için söylenecek sözler ters etki yaratabilir Kanser hastasına söylenen “Takma kafana geçer, moralini iyi tut, aslan gibisin, benden sağlamsın, hangimizin önce öleceği belli mi, benim de garantim yok” gibi sözlerin hastalığa uyum sağmayı engellediğine dikkati çeken Uslu, şunları söyledi: “Stres ve negatif düşünce nedeniyle kanser olunduğuna dair yaygın görüş nedeniyle hastalara çok fazla kişi “pozitif düşün” telkininde bulunur. Oysa stres tek başına kanser sebebi değildir. Hastayı ayıplamadan ve eleştirmeden anlatacaklarını dinlemek, içini dökmesini sağlamak, o sormadan fikrini söylememek çok daha faydalıdır. Hastanın öfkesini ve kızgınlığını çıkarmasını, üzüntüsünü yaşamasını, duygularını bastırmamasını ve ertelememesini, hastalığını inkar etmemesini sağlamak ve kabullenme aşamasına gelmesini sağlamak gerekmektedir. Hastaya nasıl yaklaşılacağını bilmiyorsak uzman desteği almak en sağlıklısıdır.”
Dünyada giderek yaygınlaşan ve tıbbın henüz yenemediği kanserle ilgili, her yıl 4 Şubat Kanser Günü’nde, çeşitli etkinliklerle toplumda farkındalık sağlanmaya çalışıyor. Ancak toplumda kanser hastalığı kadar kanser hastalarına yaklaşım konusunda da farkındalığa ihtiyaç var. Medikal Onkoloji Uzmanı Prof.Dr.Rüçhan Uslu, kanser hastalarına moral vermek amacıyla söylenen sözlerin, hastaları olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, nasıl yaklaşılması gerektiğini anlattı.

“Hastanın kanser olduğunu bilmeye hakkı var”

Çoğu hasta yakınının, hastadan kanserin gizlenmesini istediğini belirten Uslu, hastanın teşhisini bilmesinin en temel insani hakkı olduğunu söyledi. Uslu, “Hastanın doğru bilgilendirilmesi, karar aşamalarına katılması ve tedavi seçeneklerini bilmesi uyum çabasına katkı sağlar. Zaten onkoloji bölümüne gelen, kemoterapi alan bir hastanın kanser olmadığını zannetmesi mümkün değildir. Bu tür yaklaşımlar hastanın sağlık personeline olan güvenini de sarsmaktadır” dedi.

Prof.Dr. Rüçhan Uslu, kanser teşhisinin hastaya söylenmesi kadar nasıl söylendiğinin de önemine değinerek, hastanın umudunu zedelemeden çok nazik bir denge içinde gerçeği kabullenmesini sağlanması için hekimin bu konuda eğitimli olması gerektiğini söyledi.

 

Moral vermek için söylenecek sözler ters etki yaratabilir

Kanser hastasına söylenen “Takma kafana geçer, moralini iyi tut, aslan gibisin, benden sağlamsın, hangimizin önce öleceği belli mi, benim de garantim yok” gibi sözlerin hastalığa uyum sağmayı engellediğine dikkati çeken Uslu, şunları söyledi: “Stres ve negatif düşünce nedeniyle kanser olunduğuna dair yaygın görüş nedeniyle hastalara çok fazla kişi “pozitif düşün” telkininde bulunur.

Oysa stres tek başına kanser sebebi değildir. Hastayı ayıplamadan ve eleştirmeden anlatacaklarını dinlemek, içini dökmesini sağlamak, o sormadan fikrini söylememek çok daha faydalıdır. Hastanın öfkesini ve kızgınlığını çıkarmasını, üzüntüsünü yaşamasını, duygularını bastırmamasını ve ertelememesini, hastalığını inkar etmemesini sağlamak ve kabullenme aşamasına gelmesini sağlamak gerekmektedir. Hastaya nasıl yaklaşılacağını bilmiyorsak uzman desteği almak en sağlıklısıdır.”

İzmir HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve izmir35haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.