Basın Bülteni 10 Nisan 2025
5. GIDA BANKACILIĞI ZİRVESİ'NDEN ÇAĞRI:
“İSRAF VE YOKSULLUKLA MÜCADELENİN EN ETKİN YOLU GIDA BANKACILIĞI”
Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) ev sahipliğinde bu yılın beşincisi düzenlenen Gıda Bankacılığı Zirvesi, 8 Nisan 2025'te İstanbul Şişli Radisson Blu Otel'de gerçekleşti. “İsraf ile Mücadelenin Ol” temasıyla hayata geçen etkinlik, gıda israfı ile mücadeleden sürdürülebilirliğe, istihdamdan ileri dönüşüme kadar pek çok alanda kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirdi.
15. kuruluş yılını kutlayan ve toplumsal dayanışmayı “yardım” modeliyle, kalıcı çözümler üreten bir yapıyı birleştirmeyi amaçlayan TİDER'in gerçekleştirdiği zirvedeki panellerde, sistematik ve bilimsel yöntemler ele alındı, mevcuta “israf ile mücadeleye destek” yapıldı.
“Yardım değil, sistemli çözüm!”
Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren TİDER Yönetim Kurulu Başkanı Hande Tibuk, Temel İhtiyaç Derneği'nin 39 ilde 83 noktasında hizmetlerden söz etme hedeflerine şunları söyledi: “15 yılda hedefinden şaşmadan israf ve yoksullukla mücadele ile ilgili projelerin tamamlanmasıye devam eden TİDER, gıda bankacılığını tümden yaymıştır.”
Tibuk, destek market ve istihdam modeli olan Destek İK üzerinden geliştirdikleri hizmetlerin hem sosyal adaleti standardını hem de ekonomik kalkınmayı beslediğini vurguladı ve “TİDER Gıda Banka Ağı'na üye gıda bankaları hizmetleri ile 1 defadan fazla ihtiyaç sahibine ulaşarak, sadece gıda desteği, istihdam projeleri başta olmak üzere birçok proje ile ihtiyaçlara sahip olanlara dikkatna destek sağlamaktadır”.
Gıda güvenliği toprakla başlıyor
Tarım ve Tarım Değer Zincirinde Kayıpların ve İsrafın Önlenmesi panelinin moderatörü yazarı Mine Ataman , "Türkiye'de israfı yalnızca terörün üzerine yükleyemeyiz. Tüketiciden bağımsız israfa da odaklanmamız gerekiyor." yalnızca endüstriyel yeteneklerini hedef almanın israf sorununun çözülmeyeceğini belirtti. Tarım ve gıda zincirinin üretim, lojistik ve tedarik gibi arka planda yaşanan büyüme oranlarında yaşanan kayıplara da dikkatin arttırılması vurgulayan ve gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için tüm bölümlerin sorumluluğun üstlenmesi ile dile getiren Ataman, Türkiye'nin 1 ürününün israfta gizli olarak dikkat ederek, her gıda israfını engelleyerek her yıl 15 bin Türk lirasını koruyabileceğini söyledi.
Finansal destek, tarımda başarının anahtarı
Denizbank KOBİ Bankacılığı, Tarım Bankacılığı ve Kamu Finansman Grubu Genel Yardımcısı Engin Eskiduman , tarımda sürdürülebilir başarı için doğru ekonomik oyunlar önemine dikkat çekmesinde “Çiftçiye doğru finansmanı sağlarsanız, doğru insanla tanıştırırsanız, çiftçi son derece başarılı sonuçlar elde eder. finansal açıdan değil, teknolojik ve pazarlama desteğinin sunulmasının sağlanması gerekir. dedi.
İsrafı önlemenin ilk adım planlaması
Barilla Gıda Satınalma ve Lojistik Kıdemli Müdürü Aytaç Köksal , gıda israfının bir nedeninin de plansızlığının olduğunu vurguladığı konuşmasında, üretimden tüketime kadar olan süreç oluşturma planlamanın kaynak, verimliliği ve sürdürülebilirlik bakış açısı temel olmayan işleyişi çizdi. Planlı üretimin yalnızca ekonomik değil, büyüme büyümelerinin da arttığını, tarımda bilgi paylaşımı ve ortak üretim modellerinin önemine dikkat çeken Köksal, çiftçiye güven verme verimliliğini artırmayı hedeflediklerini, geleneksel kalmanın modern bir gelmeyle sürdürülebilir bir üretim durabileceğini vurguladı.
Gıda israfıyla mücadele eden insanlarda başlar
Frankfurt Okulu Tarım Direktörü İbrahim Oğuz ise konuşmasında "Gıda israfının çözümünün kendimizde olduğunu görmemiz gerekiyor. Gıda bankacılığı destekleme gibi projeler, başlangıçta yaratma konusunda çok önemli. Dijitalleşme tarım için çok büyük bir devrim." dedi. Oğuz, İsrafla mücadelenin bireysel olarak küreselleştiğini belirterek, bu alandaki emeğin toplumsal bilincini artırmada kritik rol oynadığını vurguladı. Tarım sektöründe dijitalleşmenin yalnızca bir yenilik değil, aynı zamanda verimlilik ve sürdürülebilirliğin arttırılması, devrim niteliğinde bir dönüşüm olduğuna dikkat çekildi.
En büyük israf evde başlıyor
İstanbul Gıda Araştırmaları Merkezi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Pala , Gıdanın Sürdürülebilirliği ve Tüketici Alışkanlıkları panelinde gıda zincirinde kayıp ve israf konsantrasyonunun önemli olduğuna dikkat çekti. "Gıda kaybı, satışa kadar olan kaybedilmiştir. Satış ve tüketim miktarı olanlara ise gıda israfı yapılmaktadır. Ama satış noktalarında ve tüketim aşamasında ortaya çıkan kayıp tarafı da en büyük gıda israfı." Bununla birlikte, çatışmaların bu sorunun genel anlamda yer aldığını söyledi.
Hiçbir canlıyı geride bırakmamak gerekir
Yaşam Aktivisti, The Good Wild Kurucu Ortağı Dilara Koçak “Topraktaki bakteri yapısı da dahil hiçbir sürdürülebilir canlıyı geride bırakmadığımızda sağlıklı, besleyici ve besleyici etkisi düşük bir beslenmeden bahsediyoruz.” diye belirtti.
Koçak, sürdürülebilir beslenmenin yalnızca bireyin sağlığına değil, tüm ekosisteme katkı sağlayacak şekilde tasarlanması gerektiğini vurguladı. Toprak sağlığından mikrobiyal dengeye kadar her unsurun gözetildiği bir yaklaşımın sürdürülebilirliğine hem insan sağlığına bütüncül katkı sağlandığını ifade etti. Tabağımıza gelen her gıdanın arkasında bir yaşam meselesi olduğunu hatırlatan Koçak, bu döngüyü korumanın etik ve ekolojik bir sorumluluk olduğunu söyledi.
Gıda sanayisi değer zincirinin bir parçası
İlgili panelde konuşan Gıda Mühendisi İrfan Demiryol ise “Gıda sanayi aslında bir değer zincirinin içinde yer alıyor” diyerek, gıda sanayiinin yalnızca üretimden ibaret olmadığını, tarımdan tüketimin geniş bir sistemin parçası olduğunu vurguladı. Bu zincirin her halkasında israfı adımların atılmasının, sürdürülebilir gıda sistemleri için kritik önem taşıdığını belirterek, sanayinin hem üretici hem de çalışmayla kurulduğu bağ sayesinde geliştirilmesine dikkat edildi.
Gıda israfı, emisyonların görünmeyen kaynağı
İklimler Derneği Gıda Sistemi Danışmanı Didem Mahsunlar da “Gıda israfı küresel emisyonlara %10 etki ediyor ancak 10 ülkede 9'u Ulusal Katkı Beyanlarında (NDC) gıda kaybı ve israfına odaklanmıyor” diyerek, iklim değişikliğiyle mücadelede gıda israfının yeterince göz önünde bulundurulmasına dikkat ediyor. Mahsunlar, uluslararası iklim politikalarında bu büyük yoğunluğun göz ardı edilmesinin, sürdürülebilir kalkınmayı sürdürmeyi zorlaştırdığını ifade ederek, gıda israfının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda ciddi bir ekolojik tehdidin devam ettiğini çizdi.
Kızılay AR-GE Direktörü Tuğba Şimşek ise konuşmasında “Sürdürülebilir gıda verilerinin işlenmesi için gıda takviyesi olarak bizlerin işlemleri, hijyenin bozulmasını doğru anlayabilme, gereksinimlerin doğru görülebilmesinden geçiyor” dedi. Şimşek, gıda sektöründe etkin yönetimin temelinin, ticaretle güçlü ve empatiyle geniş iletişimden koptuğunu vurgulayarak, üretimin beklentilerinin doğru okumadan yapılan her stratejisinin eksik kalacağını belirtti.
Yerli inovasyonla dönüşüm mümkün
17 sürdürülebilir kalkınma amacını şirket kültürünün bir parçası haline getirerek 11'ine doğrudan hizmet ediyor, atığı katma değere dönüştüren yaklaşımımızla sektöre gerçekleştiriyoruz” dedi. Yılmaz, verimli üretim modellerinin yerli girişimlerle de mümkün olduğunu gösterdiklerini ifade etti.
Aynı panelde konuşan Wastespresso İş Geliştirme Yöneticisi Selin Öğütoğulları ise kendi girişimlerini şöyle açıkladı: "Kahve posası küresel ısınmaya sebep olan atıklar arasında yer alıyor. 1 fincan kahve, binek bir araçla 3 km yol yapmak için bir salınım ortaya çıkıyor." Kahve posası gibi organik atıkların çöp yerine dönüşümüne dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Öğütoğulları, küçük atıkların büyük krizlerinin tetikleyebileceğine dikkat çekti.
Gıda artıkları sadece israf değil, uygulama aracı
TİDER Başkanı Hande Tibuk 'un moderasyonunda gerçekleşen Sokak Hayvanları için Projeler, İş Birliği Örnekleri Panelinde konuşan Orhangazi Belediye Başkanı Bekir Aydın , gıda atıklarının sokak hayvanları için yaşam kaynağına dönüşebilir ve yerel yönetimlerin bu dönüşümde kilitlendiğini vurgulayarak “Gıda alduğunda merhamete devam eden bir yol mümkün. Gıda attığı sadece insanlara değil, ki dostlarımıza da umut olabilir.” dedi.
Konuşmasına “Gelecek nesillere depolarımızı, kullanılabilira örnek olmayı, daha güzel bir gelecek aramayı ve çevremizi korumayı görev bildik” diyerek başlayan Procompo Çevre Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Esra Cevahir ise, sürdürülebilirliği yalnızca teknik bir şekilde sürdürülemez, aynı zamanda bir sorumluluk olarak tanımladı. Çocuklara bırakılacak en büyük mirasın temiz bir çevre ve doğru bir yaşam modeli olduğunu vurgulayan Cevahir, çevre koruma bilincinin bireysel tercihlerden çok daha fazla ayrıntıyı tablo halinde çizdi. Geliştirdikleri teknolojiyle organik atıflar yalnızca saatler içinde komposta veya sokak hayvanları için mamaya dönüştürebildiklerini söyleyen Cevahir, bu sistemin hem de ekonomik sürdürülebilirlik için güçlü bir çözüm sunduğuna dikkat çekti.
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Erdinç Orhan da sahipsiz hayvanlarla ilgili çözümün, net veri ve planlamayla mümkün olabileceğini belirtti. “Sokakta yaşayan hayvanların belirlenip ona göre bir plan yapılmalı” diyen Orhan, sürdürülebilir çözümlerin ancak somut verilerle şekillendirilebileceğine ve yerel yönetimler ile bilgilerin bu konuda ortak hareketin desteklenmesinin önemine dikkat çekti.
İnsana yakışır büyüme için sorumluluk şartı
TİDER Genel Müdürü Nil Tibukoğlu , moderasyonunun üstlendiği Yoksulluğa Karşı Yeni Nesil Birikim ve Yatırım Çözümleri Panelinin sunumunda, gıda bankacılığı sisteminin sağlıklı çalışması ve sürdürülebilir olmasında yerel yönetim ve sivil toplum iş birliğini destekleyen en büyük gücün özel sektöre dikkat. Panelin katılımcılarından BTC Türk Bitcoin Direktörü Genco Elcora , iş dünyasının sadece ekonomik değil, toplumsal gelişim açısından da sorumluluk taşıdığını belirterek, “Kurumların istihdam sağlarken gelişime de katkı sunabilmesi gerçekten çok önemli” dedi. Elcora, insani getirisinin bir maliyet kalemi olmadığını, sürdürülebilirlik performansının bir parçası olarak gördüklerini ifade ederek sosyal etki yaratma kapasitesinin, uzun vadeli başarının başarısının vurgulandığını ve ekonomik büyümenin ancak toplumsal fayda ile birleştiğinde gerçek anlamda değer üretebileceğini söyledi.
Globalde sunulan “Gıdadan Fazlası” kampanyası
Günün son panelinde TİDER'in Türkiye'de temsilcisi olduğu, dünyanın en geniş gıda bankacılığı ağı olan The Global FoodBanking Network'ün baş editörü Jason Woods ve dijital iletişim sorumlusu Ahlea Isabella ise GFN'in güncel projesi olan "Gıdadan Fazlası" kampanyasının detaylarını aktardı.
Türkiye'de TİDER Gıda Bankacılığı Ağı'na üye bankaları ziyaret edilerek yapılan gıda çekimlerinin yer aldığı kampanya, TİDER'in 15. kuruluş yıldönümü olan 12 Mayıs'ta yayınlanmaya başlıyor. Dünya çapındaki gıda bankacılığında yapılanların paylaşılarak örneklenmesi amaçlanan bu çalışmalar, TİDER'in dünya genelindeki şubesinin duyurulmasını da teşvik edecek.
Ana sponsorluğu Denizbank'ın , altın sponsorluğu Net Holding ve BtcTurk'ün , gümüş sponsorluğu ise CarrefourSA ve Merit Turizm'in üstlendiği z irvede tüm oyuncuların ortak pazarlığı netti: Gıda bankacılığı yalnızca ihtiyaçları karşılamak değil, birleştirmektir. Bilimsel, sistemli ve sürdürülebilir yöntemlerle israfın önüne geçmeyi ve sosyal adaleti sağlamayı mümkün kılar. TİDER'in çözüm modelleri de yalnızca Türkiye'de değil, küresel ölçekte uygulanabilecek ilham verici bir yapı sunuyor.
Eğitmen şefi Gülenay Yüce'nin mutfak malzemeleri ile gerçekleştirdiği “ileri dönüşüm atölyesi”nin de yer alan zirve, Temel İhtiyaç Derneği'ne ait yıl içinde en çok destekte bulunan Cargill Türkiye, Karft Heinz ve PepsiCo Türkiye'ye teşekkür plaketlerinin takdimi ile sona erdi.
TEMEL İHTİYAÇ DERNEĞİ hakkında:
2010 yılında gıda sektöründe çalışan ve gıda bankacılığının yoksulluk ve yoksullukla mücadelede önemli bir araç olduğuna inanılan 9 kurucu üye tarafından Gıda Bankacılığı Derneği adı altında faaliyetlerimize başlayan yapı, 2014 yılında insanların kendi yetenekleri ve yeteneklerine uygun işlerde çalışabilmesinin de en temel ihtiyaçlardan biri olmak hareketle istihdam ve kalkınma projelerini de katarak Temel Derneği (TİDER).
TİDER bu yapısıyla israfı önleyerek, gezegenin önemli sorunlarından birine çözüm olabilmekte, aynı zamanda insanların temel kalitesi adil ve eşit şekilde ulaşabilmesi için, gıda bankacılığını yaygınlaştırma çalışmaları da yürütmeken kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum durumudur.
GIDA BANKACILIĞI Nedir?
Gıda bankası; Bağışlanan gıda, giyim, temizlik ve hijyen özelliklerinin toplayan, parçalayan, depolayan ve ihtiyaçlara sahip olanlara dağıtan bir sivil toplum örgütlenmesidir. Firmalar ve kişilerin gıda, kıyafet ve temizlik ürünlerini bu “bankaya yatırır”, ihtiyaçları olan da bu ürünleri “bankadan çeker”.
Temel İhtiyaç Derneği, Gıda Bankacılığı na geniş kapsamlı bir bakış açısının ortaya çıkması, yoksulluk ve israfla mücadeleyi bütünsel bir modelle ele alan ve somut çözümlerin ürettiği bir sivil toplumun kalkınmasıdır. Kurulmasına destek veren gıda bankalarının raflarında israftan kurtarıldığı, kullanılabilir durumdaki gıda, temizlik ürünü ve kıyafetlerin, yoksulluk sınırındaki ailelere erişimini sağlar. Gıda Bankaları, ihtiyaç sahipleri haysiyetinin korunması ve destek sisteminin bir parçası olmalarına izin vermek için, faydalanıcı olarak belirlenmiş olan ihtiyaç sahiplerinin adil bir biçimde ürünlerini almasına olanak sağlar.
https://tider.org
TEMEL İHTİYAÇ DERNEĞİ Yönetim Kurulu Başkanı: HANDE TİBUK hakkında:
Hande Tibuk; 1999 yılında Koç Üniversitesi Ekonomi bölümü, 2008 yılında Ecole Hôtelière de Lausanne otelcilik yüksek lisans programını tamamladı. 2012'den beri Net Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi ve Genel Koordinatör olarak görev yapmaktadır. 2018'de Kuzey Kıbrıs'ta, yaralı deniz kaplumbağalarını tedavi eden Meritta Deniz Kaplumbağaları Merkezini kurdu. Halen 2018'de yönetim kurulu başkanı seçilen Temel İhtiyaç Derneği'nin ( TİDER ) liderliğini yürüten Hande Tibuk, aynı zamanda Türkiye İş Kadınları Derneği'nde ( TİKAD ) Yönetim Kurulu Üyesi, Women 20 ( W20 ) Türkiye Delegasyonu Üyesi ve Yanındayız Derneği Yönetim Kurulu Üyesi.
https://www.handetibuk.com
|