Uzmanların içerdiği açıklamalar kaygıyı tetikliyor!

Gündem 29.04.2025 - 21:07, Güncelleme: 29.04.2025 - 21:07
 

Uzmanların içerdiği açıklamalar kaygıyı tetikliyor!

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından toplumun yaşadığı korku ve kaygı duyguları ile deprem psikolojisini değerlendirdi.

8 haftayı geçme şartı desteği! Prof.Dr.Nevzat Tarhan: “Bilimsel tartışmaların ekranlarında değil, küresel arasında kapalı alanda yapılmalı” Nevzat Tarhan, "Deprem sonrasında psikoloji üç aşamadan oluşur. İlk 15 gün içerisinde gerçekleşen stres doğaldır ve genellikle düzelir haftayı düzeltir. Eğer bu dört durum yı aşarsa, posttravmatik stres bozukluğu riski ortaya çıkar. Sekiz haftayı aşmada ise profesyonel profesyonel yardım başlatılması." dedi. Tarhan, "Her uzman kendi hakkında açıklamalar yapıyor. Bu tür küresel tartışmaların ekranlarda değil, kullanılan arasında kapalı ortamlar, genel platformlarda yapılması gerekiyor. Resmi kurumlar, uzman toplantıların verilerinin toplandığıip toplumla net, değerlendiren bir dille paylaşmalı. Aksi takdirde halkta daha fazla kaygı ve işsizlik." dedi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından toplumun yaşadığı korku ve kaygı duyguları ile deprem psikolojisini değerlendirdi. Depreme 360 derece açıyla bakmak gerekir Nevzat Tarhan, "Sadece yer bilimlerine bakma özgürlüğü kaygıyı artırıyor. Depremin ardından psikolojik üç aşamalın ayrılıyor. İlk 15 gün içerisinde yaşanan stres doğaldır ve genellikle yeniden düzelir. Eğer bu durum dört haftayı aşarsa, posttravmatik stres bozukluğu riski ortaya çıkar. Sekiz haftayı takipte ise profesyonel klinik yardım alınması gerekir." dedi. Depremin kişilik yapısına göre farklılık gösteriyor Deprem sıcaklığının yapısının yapısına göre farklılık gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, bazı kişilerin harici sakinlerine rağmen içsel panik yaşayabileceğini, bu türün soğukkanlılığının bir savunma aralıklarında olduğunu, ancak çözümlenemeyen durumlarda kronik strese dönüşebileceğini belirtti. Deprem korkusunun artışında, çaresizlik ve umutsuzlukların büyük etkide işaret eden işaretler eden Prof. Dr. Sorgulamadan inanmak lazım! Depremle ilgili tahminlerle ilgili kamuoyunda yapılan açıklamalar da değerlendirilen Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti: "Uzman kendi açıklamalarını anlatıyor. Bu tür bilimsel tartışmaların ekranlarda değil, genel olarak değerlendirme arasında kapalı yayında, genel platformlarda yapılması gerekiyor. Resmi kurumlar, uzman ayrıntılı liste verilerinin kayıtlarıip toplumla net, güven veren bir dille paylaşmalı. Aksi takdirde halkta daha fazla kaygı ve güvensizlik yer alıyor. Biri diyor ki 'İstanbul'u terk edin'. Diğeri 'Geçti bitti.' En kötü senaryoya göre kendi ruh halini yansıtıyor. Onun için şu andaki deprem uzmanlarının tamamını sorgulamadan inanmamak gerekiyor. Topluma yeni stres faktörleri eklendi Tarhan, "Toplumda kronik bir sıkıntılık hali var. Zaten çalkantılı bir toplumuz, buna yeni stres faktörleri eklendi. Bu tür durumlar grup stresi oluşur ve ortaya çıkan tartışmalar, kavgalar ve şiddet olayları artar" dedi. Toplumda zaten var olan suç oranlarının daha da artabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, bu gibi dönemlerde kritik rollerin oynandığını ifade etti. Prof. Dr. tasarruf kullanıldı. İletişim yetersiz sistemleri kaldı! Depremin ardından iletişim bilgileri yetersiz kaldığı dönemdeki eleştirileri de değerlendiren Tarhan, "İnternet ve telefon ağları yayıldı. Ardından sadece üzüntüler geldi. Bu tür afetlere hazırlıkta tutulan ve izlediği rol çok önemli. Vatandaş vergisini yaşadığı; anlık etkili kriz yönetimini bekliyordu." diye konuştu. Deprem için beyin egzersizleri Deprem korkusuyla başlamak için "kabil egzersizleri" yapılmasını sağlayarak Prof. Dr. Tarhan, Japonların da kullandığı 'Kabul ve Kararlılık Terapisi' (Kabil ve Kararlılık Terapisi) tekniklerini önerdi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, egzersizlerin temel adımlarını şöyle açıkladı: "Korkuya şefkatle yaklaşmak; korkuyu reddetmek yerine kabul etmek gerekir. Özellikle çocuklar, çocukların tepkilerine göre bilgileniyor. Anne-baba soğukkanlı yönet çocuk da korkuyu daha kolay oluyor. Nefes ve kas gevşeme egzersizleri; bedenle iletişim kurarak geçmişte aşılmış stresli hale getirilmesi, şükran bakımının arttırılması bir varlığa güvenmek, evrende bir düzen olduğunu görmek insanı rahatlatır. Panik anında yalnız olmadığını bilmek çok önemli.” Sosyal temas travmayı azaltıyor! Deprem gecesinde insanların aileleriyle birlikte olma sorunlarının arttığını gözlemlediklerini belirten Prof. Dr. dedi. Travmalar, anlam arayışı yoğunlaştırıyor… Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, travma anlarında insanların anlam arayışının yoğunlaştığını belirterek, "Böyle anlarda insan hayatı, değerleri, ilişkileri ve benlik algısını yeniden başarır. ifadesinde bulundu. Kontrol durumu yüksek olan kişilerin korkuyu daha yoğun yaşadıklarını dile getirdiğini söyleyen Prof. Dr. diye konuştu. Çocuklarda travma yönetimi nasıl olmalı? Deprem gibi travmatik olaylardan etkilenme biçiminin yaşına göre değiştiğini kaydeden Prof. Tarhan, "Deprem anında çocuklar mutlaka anne-baba ile birlikte olmalı. şeklinde konuştu. 6 yaş sonrasında çocukların ise olaylarını sorgulamaya karar vermeyen Prof. Dr. Tarhan, "Bu yaş grubundaki çocuklar 'Neden oldu? Bana bir şey olur mu? Sana bir şey olur mu?' Sorular gibi sorar. Bu dönemde onları susturmak yerine, onları dinlemek çok önemli. Konuşmak değil, ifade etmelerine izin verilmesi gerekir." dedi. Anne-baba davranışlarının çocukların travmaya karşı korunmasını doğrudan sürdürmeni vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, "Büyük insan tepkisi beklemeyelim ama büyük insan gibi yaklaşalım. İfadesinde de bulundu. Gençlerin deprem kaygıları ve duygusal tepkileri ne? Gençlerin deprem kaygıları ve psikolojik tepkileri üzerine değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Tarhan, özellikle ergenlik döneminde gençlerin yaşadığı kimlik sorgulamalarının, anlam arayışlarının doğal olduğunu vurguladı. Ergenlik döneminin “Ben kimim? Nereye yönelmeliyim? Niçin?” Tarhan, "Bu yaş grubundaki varoluş ve anlam sorgulaması yapmaları sağlıklı bir gelişim göstergesidir. Deprem gibi büyük olaylar da bu sorgulamaları tetikleyebilir. Eğer ergenler bir grup içinde güvenli bir yerdeyseler birlikte toplanırlar. Dış arkadaşlık aileden daha önemlidir. Ergenlik döneminin yaşandığı budur. Aileler bu dönemde ergenlere ayrılmakten çok onlaraneli.' Gibi sorularla yardım duygusu güçlendirilmelidir, bu yaklaşımın bile terapötik etkisi olur” diye konuştu. Narsistler depreminden daha fazla korkuyor! Tarhan, "Narsistik kişiler, güçlü görünümde oldukları için korkularını gizlerler. Aslında güçlü bir karaktere sahip değillerdir; sadece güçlü roller oynarlar. Kritik anlarda, patlama bir depremde, en hızlı kaçışını gösterenler arasında olabilirler." açıklamada bulundu. Zorluklar, daha büyük bir simge yönetici fırsatı sunuyor! Türkiye'nin zor bir coğrafyasının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, son dönemdeki toplumun 'kala balıklar içinde yalnızlık' varlığının yaygınlaştığını belirtti. "Üzerine bir deprem kaygısı ek olarak küresel çapta günlük umutsuzluk içinde artabiliyor. Ancak Türkiye tarihinde çok daha büyük krizler aşıldı. İstiklal Savaşı, I. Dünya Savaşı gibi büyük sıkıntılar yaşandı. O zamanlar bir amaç vardı; şimdi de toplumsal olarak yeni bir amaç belirlememiz gerekiyor." diyen Prof. Dr. Tarhan, yaşayabilen insanların daha büyük bir anlam taşıdığını vurguladı. Kucaklayıcı, kapsayıcı bir ortalama ihtiyaç var! Herkesin kendini sorgulaması ile ilgili konuşan Prof. Dr. diye konuştu. Türkiye'deki sosyal yapıdaki çözülmelere dikkat çeken Prof. Dr. Gençlere güven ve adalet belgesi verilirse, büyük kısım parçaları Tarhan, "Şu anda küresel savaş ortamının ruh hali hakim. İnsanların gelecekle ilgili güven ve ümitsiz olduğunu hissedemiyor. O nedenle yeni bir amaç ve vizyonun ortaya çıkması gerekiyor. Kurtuluş Savaşı döneminde olduğu gibi ortak bir amaç küresel birleşilirse, küreseldeki stresin ve felaketin 50'si azaldığını" söyledi. dedi. Toplumun sessiz kalmasının da geciktirilmesine değinen Prof. Dr. Tarhan, karamsarlığın kapılmasından umutla hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle genç nesilde adalet durumunun yüksek olduğunu belirten Tarhan, "Gençler kötü değil. Masumiyet arayışı içindeler. Bunların güven ve adalet belgesini verir, evrenin büyük kısımları." Şekilli şekiller tamamlandı. Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.61567
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından toplumun yaşadığı korku ve kaygı duyguları ile deprem psikolojisini değerlendirdi.

8 haftayı geçme şartı desteği!

Prof.Dr.Nevzat Tarhan:

“Bilimsel tartışmaların ekranlarında değil, küresel arasında kapalı alanda yapılmalı”

Nevzat Tarhan, "Deprem sonrasında psikoloji üç aşamadan oluşur. İlk 15 gün içerisinde gerçekleşen stres doğaldır ve genellikle düzelir haftayı düzeltir. Eğer bu dört durum yı aşarsa, posttravmatik stres bozukluğu riski ortaya çıkar. Sekiz haftayı aşmada ise profesyonel profesyonel yardım başlatılması." dedi.

Tarhan, "Her uzman kendi hakkında açıklamalar yapıyor. Bu tür küresel tartışmaların ekranlarda değil, kullanılan arasında kapalı ortamlar, genel platformlarda yapılması gerekiyor. Resmi kurumlar, uzman toplantıların verilerinin toplandığıip toplumla net, değerlendiren bir dille paylaşmalı. Aksi takdirde halkta daha fazla kaygı ve işsizlik." dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından toplumun yaşadığı korku ve kaygı duyguları ile deprem psikolojisini değerlendirdi.

Depreme 360 derece açıyla bakmak gerekir

Nevzat Tarhan, "Sadece yer bilimlerine bakma özgürlüğü kaygıyı artırıyor. Depremin ardından psikolojik üç aşamalın ayrılıyor. İlk 15 gün içerisinde yaşanan stres doğaldır ve genellikle yeniden düzelir. Eğer bu durum dört haftayı aşarsa, posttravmatik stres bozukluğu riski ortaya çıkar. Sekiz haftayı takipte ise profesyonel klinik yardım alınması gerekir." dedi.

Depremin kişilik yapısına göre farklılık gösteriyor

Deprem sıcaklığının yapısının yapısına göre farklılık gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Tarhan, bazı kişilerin harici sakinlerine rağmen içsel panik yaşayabileceğini, bu türün soğukkanlılığının bir savunma aralıklarında olduğunu, ancak çözümlenemeyen durumlarda kronik strese dönüşebileceğini belirtti.

Deprem korkusunun artışında, çaresizlik ve umutsuzlukların büyük etkide işaret eden işaretler eden Prof. Dr.

Sorgulamadan inanmak lazım!

Depremle ilgili tahminlerle ilgili kamuoyunda yapılan açıklamalar da değerlendirilen Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti:

"Uzman kendi açıklamalarını anlatıyor. Bu tür bilimsel tartışmaların ekranlarda değil, genel olarak değerlendirme arasında kapalı yayında, genel platformlarda yapılması gerekiyor. Resmi kurumlar, uzman ayrıntılı liste verilerinin kayıtlarıip toplumla net, güven veren bir dille paylaşmalı. Aksi takdirde halkta daha fazla kaygı ve güvensizlik yer alıyor. Biri diyor ki 'İstanbul'u terk edin'. Diğeri 'Geçti bitti.' En kötü senaryoya göre kendi ruh halini yansıtıyor. Onun için şu andaki deprem uzmanlarının tamamını sorgulamadan inanmamak gerekiyor.

Topluma yeni stres faktörleri eklendi

Tarhan, "Toplumda kronik bir sıkıntılık hali var. Zaten çalkantılı bir toplumuz, buna yeni stres faktörleri eklendi. Bu tür durumlar grup stresi oluşur ve ortaya çıkan tartışmalar, kavgalar ve şiddet olayları artar" dedi.

Toplumda zaten var olan suç oranlarının daha da artabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, bu gibi dönemlerde kritik rollerin oynandığını ifade etti. Prof. Dr. tasarruf kullanıldı.

İletişim yetersiz sistemleri kaldı!

Depremin ardından iletişim bilgileri yetersiz kaldığı dönemdeki eleştirileri de değerlendiren Tarhan, "İnternet ve telefon ağları yayıldı. Ardından sadece üzüntüler geldi. Bu tür afetlere hazırlıkta tutulan ve izlediği rol çok önemli. Vatandaş vergisini yaşadığı; anlık etkili kriz yönetimini bekliyordu." diye konuştu.

Deprem için beyin egzersizleri

Deprem korkusuyla başlamak için "kabil egzersizleri" yapılmasını sağlayarak Prof. Dr. Tarhan, Japonların da kullandığı 'Kabul ve Kararlılık Terapisi' (Kabil ve Kararlılık Terapisi) tekniklerini önerdi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, egzersizlerin temel adımlarını şöyle açıkladı:

"Korkuya şefkatle yaklaşmak; korkuyu reddetmek yerine kabul etmek gerekir. Özellikle çocuklar, çocukların tepkilerine göre bilgileniyor. Anne-baba soğukkanlı yönet çocuk da korkuyu daha kolay oluyor. Nefes ve kas gevşeme egzersizleri; bedenle iletişim kurarak geçmişte aşılmış stresli hale getirilmesi, şükran bakımının arttırılması bir varlığa güvenmek, evrende bir düzen olduğunu görmek insanı rahatlatır. Panik anında yalnız olmadığını bilmek çok önemli.”

Sosyal temas travmayı azaltıyor!

Deprem gecesinde insanların aileleriyle birlikte olma sorunlarının arttığını gözlemlediklerini belirten Prof. Dr. dedi.

Travmalar, anlam arayışı yoğunlaştırıyor…

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, travma anlarında insanların anlam arayışının yoğunlaştığını belirterek, "Böyle anlarda insan hayatı, değerleri, ilişkileri ve benlik algısını yeniden başarır. ifadesinde bulundu.

Kontrol durumu yüksek olan kişilerin korkuyu daha yoğun yaşadıklarını dile getirdiğini söyleyen Prof. Dr. diye konuştu.

Çocuklarda travma yönetimi nasıl olmalı?

Deprem gibi travmatik olaylardan etkilenme biçiminin yaşına göre değiştiğini kaydeden Prof. Tarhan, "Deprem anında çocuklar mutlaka anne-baba ile birlikte olmalı. şeklinde konuştu.

6 yaş sonrasında çocukların ise olaylarını sorgulamaya karar vermeyen Prof. Dr. Tarhan, "Bu yaş grubundaki çocuklar 'Neden oldu? Bana bir şey olur mu? Sana bir şey olur mu?' Sorular gibi sorar. Bu dönemde onları susturmak yerine, onları dinlemek çok önemli. Konuşmak değil, ifade etmelerine izin verilmesi gerekir." dedi.

Anne-baba davranışlarının çocukların travmaya karşı korunmasını doğrudan sürdürmeni vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, "Büyük insan tepkisi beklemeyelim ama büyük insan gibi yaklaşalım. İfadesinde de bulundu.

Gençlerin deprem kaygıları ve duygusal tepkileri ne?

Gençlerin deprem kaygıları ve psikolojik tepkileri üzerine değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Tarhan, özellikle ergenlik döneminde gençlerin yaşadığı kimlik sorgulamalarının, anlam arayışlarının doğal olduğunu vurguladı.

Ergenlik döneminin “Ben kimim? Nereye yönelmeliyim? Niçin?” Tarhan, "Bu yaş grubundaki varoluş ve anlam sorgulaması yapmaları sağlıklı bir gelişim göstergesidir. Deprem gibi büyük olaylar da bu sorgulamaları tetikleyebilir. Eğer ergenler bir grup içinde güvenli bir yerdeyseler birlikte toplanırlar. Dış arkadaşlık aileden daha önemlidir. Ergenlik döneminin yaşandığı budur. Aileler bu dönemde ergenlere ayrılmakten çok onlaraneli.' Gibi sorularla yardım duygusu güçlendirilmelidir, bu yaklaşımın bile terapötik etkisi olur” diye konuştu.

Narsistler depreminden daha fazla korkuyor!

Tarhan, "Narsistik kişiler, güçlü görünümde oldukları için korkularını gizlerler. Aslında güçlü bir karaktere sahip değillerdir; sadece güçlü roller oynarlar. Kritik anlarda, patlama bir depremde, en hızlı kaçışını gösterenler arasında olabilirler." açıklamada bulundu.

Zorluklar, daha büyük bir simge yönetici fırsatı sunuyor!

Türkiye'nin zor bir coğrafyasının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, son dönemdeki toplumun 'kala balıklar içinde yalnızlık' varlığının yaygınlaştığını belirtti.

"Üzerine bir deprem kaygısı ek olarak küresel çapta günlük umutsuzluk içinde artabiliyor. Ancak Türkiye tarihinde çok daha büyük krizler aşıldı. İstiklal Savaşı, I. Dünya Savaşı gibi büyük sıkıntılar yaşandı. O zamanlar bir amaç vardı; şimdi de toplumsal olarak yeni bir amaç belirlememiz gerekiyor." diyen Prof. Dr. Tarhan, yaşayabilen insanların daha büyük bir anlam taşıdığını vurguladı.

Kucaklayıcı, kapsayıcı bir ortalama ihtiyaç var!

Herkesin kendini sorgulaması ile ilgili konuşan Prof. Dr. diye konuştu.

Türkiye'deki sosyal yapıdaki çözülmelere dikkat çeken Prof. Dr.

Gençlere güven ve adalet belgesi verilirse, büyük kısım parçaları

Tarhan, "Şu anda küresel savaş ortamının ruh hali hakim. İnsanların gelecekle ilgili güven ve ümitsiz olduğunu hissedemiyor. O nedenle yeni bir amaç ve vizyonun ortaya çıkması gerekiyor. Kurtuluş Savaşı döneminde olduğu gibi ortak bir amaç küresel birleşilirse, küreseldeki stresin ve felaketin 50'si azaldığını" söyledi. dedi.

Toplumun sessiz kalmasının da geciktirilmesine değinen Prof. Dr. Tarhan, karamsarlığın kapılmasından umutla hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle genç nesilde adalet durumunun yüksek olduğunu belirten Tarhan, "Gençler kötü değil. Masumiyet arayışı içindeler. Bunların güven ve adalet belgesini verir, evrenin büyük kısımları." Şekilli şekiller tamamlandı. Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.61567

İstanbul HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve izmir35haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.