Aile İçi Çatışmaların Çocuklar ve Yetişkinler Üzerindeki Psikolojik Etkileri Neler?

Yaşam 26.11.2024 - 10:58, Güncelleme: 26.11.2024 - 10:58 386 kez okundu.
 

Aile İçi Çatışmaların Çocuklar ve Yetişkinler Üzerindeki Psikolojik Etkileri Neler?

Aile, bireylerin güvenli bir ortamda büyümesini, gelişmesini ve yaşamla başa çıkma becerilerini geliştirmesini sağlayan ve ilişkilenmeyi öğreten en temel sosyal yapı olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, aile içinde yaşanan geçimsizlikler, bu güvenli alanın sarsılmasına ve bireyler üzerinde ciddi travmatik etkiler yaratmasına neden olabiliyor. Aile içi çatışmaların oluşturduğu bu tür travmalar, özellikle çocuklar ve ergenler üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilirken, yetişkin bireyler için de uzun vadeli psikolojik sonuçlar doğurabiliyor. Odağına travmatik deneyimlere maruz kalmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı çocukları alan Maya Vakfı, aile içi geçimsizliğin sebep olduğu travmatik durumları ve çözüm yollarını açıklıyor.

Maya Vakfı Aile İçi Geçimsizlikle Mücadelede  Kapsamlı Destek Çözümleri Sunuyor   Aile, bireylerin güvenli bir ortamda büyümesini, gelişmesini ve yaşamla başa çıkma becerilerini geliştirmesini sağlayan ve ilişkilenmeyi öğreten en temel sosyal yapı olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, aile içinde yaşanan geçimsizlikler, bu güvenli alanın sarsılmasına ve bireyler üzerinde ciddi travmatik etkiler yaratmasına neden olabiliyor. Aile içi çatışmaların oluşturduğu bu tür travmalar, özellikle çocuklar ve ergenler üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilirken, yetişkin bireyler için de uzun vadeli psikolojik sonuçlar doğurabiliyor. Odağına travmatik deneyimlere maruz kalmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı çocukları alan Maya Vakfı, aile içi geçimsizliğin sebep olduğu travmatik durumları ve çözüm yollarını açıklıyor.  Aile içi geçimsizlik, farklı formlarda kendini gösterebiliyor. Sürekli tartışmalar, fiziksel veya sözel şiddet, ekonomik sıkıntıların yarattığı stres ve duygusal ihmaller, aile içi çatışmaların temel unsurlarını oluşturuyor. Bu tür durumlar, bireylerin duygusal ve psikolojik dengesini bozarak, travmatik bir deneyime dönüşebiliyor. Çocuklar için bu çatışmalar, güven duygusunun sarsılması, korku ve kaygı gibi duygusal zorluklarla sürekli karşı karşıya kalınması anlamına geliyor. Ayrıca, çocuklar genellikle bu tür çatışmaların nedenini kendilerinde arayarak ve suçluluk duygusu geliştirebiliyor. Öyle ki henüz kendilerinin bakım görmeye ihtiyacı varken şiddet gören bakımverenine destek olmaya çalışabiliyor, bu da onların erken yaşlarda kaldırabileceklerinden daha ağır yükler altında kalmasına sebep olabiliyor. Bu durum, onların hem akademik hem de sosyal hayatta geri kalmalarına, benlik algısının bozulmasına, özgüven eksikliği yaşamalarına ve yanlış ilişkilenme biçimlerini öğrenmelerine yol açabiliyor. Diğer yandan, bakımverenler arasında süregelen geçimsizlik, bireylerin tükenmişlik, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sağlık sorunları yaşamasına neden olurken sürekli stres altında yaşayan yetişkin bireylerin kendi başa çıkma mekanizmalarının zayıflamasına yol açabiliyor. Bu durum da çocuklara sağlıklı bir destek sunma kapasitelerini azaltıyor. Çünkü bir çocuk olaylara vereceği tepkiyi ancak oradaki bakım vereninin gözünden öğreniyor. Çatışma ortamında büyüyen çocuklar, ileriki yaşamlarında sağlıklı ilişkiler kurma konusunda güçlük çekerken, bu döngü, sonraki nesillere de aktarılıyor.   Travmanın Etkilerini Hafifletmede Etkili Yöntemlere Başvurulmalı  Aile içi geçimsizliğin travmatik etkileri, yalnızca birey düzeyinde değil, toplumsal düzeyde de hissediliyor. Bu tür travma ortamlar, bireylerin sosyal uyumlarını etkileyerek toplum genelinde daha geniş sosyal sorunlara sebep oluyor. Örneğin, aile içinde şiddete veya ihmale maruz kalan bireyler, toplumsal ilişkilerde güvensizlik ve kopukluk yaşayabiliyor. Yaşanılan şiddete sessiz kalınması veya aksiyon alınmaması, cezasız kalınması diğer ailelerdeki şiddetin artmasına önayak oluyor. Bu noktada, aile içi çatışmaların bireyler üzerindeki etkilerini azaltmak ve onlara yeni başa çıkma becerileri kazandırmak için kapsamlı bir destek sistemi oluşturmak gerekiyor. Öncelikle, aile içi çatışmaların etkilediği bireylere yönelik psikolojik destek hizmetleri sunulmalıdır. Özellikle çocuklar için oyun terapisi, sanat terapisi ve travma odaklı bilişsel davranışçı terapi gibi yaklaşımlar, travmanın etkilerini hafifletmede etkili yöntemlerin başında geliyor. Ebeveynler için ise çatışma çözme becerileri, stres yönetimi ve iletişim eğitimi programları, aile içi çatışmaların azaltılmasına katkı sağlıyor.   Maya Vakfı, Kadın ve Erkek Bakım Verenlere Yönelik Destek Sunuyor  Travmatik durumlarla mücadele eden birey ve ailelere destek sunmayı amaçlayan Maya Vakfı, bireylerin yalnızca psikolojik iyilik hallerini değil, aynı zamanda sosyal bağlarını ve toplumsal uyumlarını da güçlendirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda çocuklara ve bakım verenlerle sahada çalışırken önleme ve müdahale çalışmalarını özenle yürüten Maya Vakfı, özellikle akran çatışması, zorbalık ve sosyal bağları güçlendirme gibi konularda çocuklara yoğunlaşıyor. Aynı zamanda ailelerde, kadın ve erkek bakım verenlerin duygu durumlarını düzenleyebilmeli, stres yönetimi sağlayabilmeleri için destek sunuyor. Maya Vakfı, her bireyin, çatışma ve travma dolu geçmişini yeniden işleyerek daha sağlıklı ve mutlu bir geleceğe ulaşma hakkı olduğuna inanıyor ve tüm çalışmalarını bu doğrultuda yürütüyor.     Maya Vakfı Hakkında: Özgür, güvenli ve üretken bir çocukluk yaşamış, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum hayaliyle 2015 yılında kurulan Maya Vakfı, programlarının odağına travmaya maruz kalan ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı 5-24 yaş arası çocuk ve gençleri alıyor. Maya Vakfı, ana faaliyet alanını oluşturan Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek Programı kapsamında savaş, göç, kayıp, şiddet, doğal afet gibi nedenlerle travmaya maruz kalan çocuklara yaratıcı sanat terapisi ve sosyo-kültürel aktiviteler aracılığıyla rehabilitasyon desteği veriyor. Hak temelli yaklaşımıyla çalışmalarını Balat Çocuk ve Gençlik Merkezi, Travmaya Duyarlı Okul Programı, PhotoLIFT, Kapasite Geliştirme Programı ve Gönüllü Programı kapsamında yürütüyor. Maya Vakfı, Psikolojik İyileşme Becerileri (SPR) modelini sanat terapileri metodu ile birleştirerek uygulayan ve bu konuda öncü tek kurumdur.
Aile, bireylerin güvenli bir ortamda büyümesini, gelişmesini ve yaşamla başa çıkma becerilerini geliştirmesini sağlayan ve ilişkilenmeyi öğreten en temel sosyal yapı olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, aile içinde yaşanan geçimsizlikler, bu güvenli alanın sarsılmasına ve bireyler üzerinde ciddi travmatik etkiler yaratmasına neden olabiliyor. Aile içi çatışmaların oluşturduğu bu tür travmalar, özellikle çocuklar ve ergenler üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilirken, yetişkin bireyler için de uzun vadeli psikolojik sonuçlar doğurabiliyor. Odağına travmatik deneyimlere maruz kalmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı çocukları alan Maya Vakfı, aile içi geçimsizliğin sebep olduğu travmatik durumları ve çözüm yollarını açıklıyor.

Maya Vakfı Aile İçi Geçimsizlikle Mücadelede 

Kapsamlı Destek Çözümleri Sunuyor

 

Aile, bireylerin güvenli bir ortamda büyümesini, gelişmesini ve yaşamla başa çıkma becerilerini geliştirmesini sağlayan ve ilişkilenmeyi öğreten en temel sosyal yapı olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, aile içinde yaşanan geçimsizlikler, bu güvenli alanın sarsılmasına ve bireyler üzerinde ciddi travmatik etkiler yaratmasına neden olabiliyor. Aile içi çatışmaların oluşturduğu bu tür travmalar, özellikle çocuklar ve ergenler üzerinde yıkıcı bir etki yaratabilirken, yetişkin bireyler için de uzun vadeli psikolojik sonuçlar doğurabiliyor. Odağına travmatik deneyimlere maruz kalmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı çocukları alan Maya Vakfı, aile içi geçimsizliğin sebep olduğu travmatik durumları ve çözüm yollarını açıklıyor.

 Aile içi geçimsizlik, farklı formlarda kendini gösterebiliyor. Sürekli tartışmalar, fiziksel veya sözel şiddet, ekonomik sıkıntıların yarattığı stres ve duygusal ihmaller, aile içi çatışmaların temel unsurlarını oluşturuyor. Bu tür durumlar, bireylerin duygusal ve psikolojik dengesini bozarak, travmatik bir deneyime dönüşebiliyor. Çocuklar için bu çatışmalar, güven duygusunun sarsılması, korku ve kaygı gibi duygusal zorluklarla sürekli karşı karşıya kalınması anlamına geliyor. Ayrıca, çocuklar genellikle bu tür çatışmaların nedenini kendilerinde arayarak ve suçluluk duygusu geliştirebiliyor. Öyle ki henüz kendilerinin bakım görmeye ihtiyacı varken şiddet gören bakımverenine destek olmaya çalışabiliyor, bu da onların erken yaşlarda kaldırabileceklerinden daha ağır yükler altında kalmasına sebep olabiliyor. Bu durum, onların hem akademik hem de sosyal hayatta geri kalmalarına, benlik algısının bozulmasına, özgüven eksikliği yaşamalarına ve yanlış ilişkilenme biçimlerini öğrenmelerine yol açabiliyor. Diğer yandan, bakımverenler arasında süregelen geçimsizlik, bireylerin tükenmişlik, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sağlık sorunları yaşamasına neden olurken sürekli stres altında yaşayan yetişkin bireylerin kendi başa çıkma mekanizmalarının zayıflamasına yol açabiliyor. Bu durum da çocuklara sağlıklı bir destek sunma kapasitelerini azaltıyor. Çünkü bir çocuk olaylara vereceği tepkiyi ancak oradaki bakım vereninin gözünden öğreniyor. Çatışma ortamında büyüyen çocuklar, ileriki yaşamlarında sağlıklı ilişkiler kurma konusunda güçlük çekerken, bu döngü, sonraki nesillere de aktarılıyor.

 

Travmanın Etkilerini Hafifletmede Etkili Yöntemlere Başvurulmalı

 Aile içi geçimsizliğin travmatik etkileri, yalnızca birey düzeyinde değil, toplumsal düzeyde de hissediliyor. Bu tür travma ortamlar, bireylerin sosyal uyumlarını etkileyerek toplum genelinde daha geniş sosyal sorunlara sebep oluyor. Örneğin, aile içinde şiddete veya ihmale maruz kalan bireyler, toplumsal ilişkilerde güvensizlik ve kopukluk yaşayabiliyor. Yaşanılan şiddete sessiz kalınması veya aksiyon alınmaması, cezasız kalınması diğer ailelerdeki şiddetin artmasına önayak oluyor. Bu noktada, aile içi çatışmaların bireyler üzerindeki etkilerini azaltmak ve onlara yeni başa çıkma becerileri kazandırmak için kapsamlı bir destek sistemi oluşturmak gerekiyor. Öncelikle, aile içi çatışmaların etkilediği bireylere yönelik psikolojik destek hizmetleri sunulmalıdır. Özellikle çocuklar için oyun terapisi, sanat terapisi ve travma odaklı bilişsel davranışçı terapi gibi yaklaşımlar, travmanın etkilerini hafifletmede etkili yöntemlerin başında geliyor. Ebeveynler için ise çatışma çözme becerileri, stres yönetimi ve iletişim eğitimi programları, aile içi çatışmaların azaltılmasına katkı sağlıyor.

 

Maya Vakfı, Kadın ve Erkek Bakım Verenlere Yönelik Destek Sunuyor

 Travmatik durumlarla mücadele eden birey ve ailelere destek sunmayı amaçlayan Maya Vakfı, bireylerin yalnızca psikolojik iyilik hallerini değil, aynı zamanda sosyal bağlarını ve toplumsal uyumlarını da güçlendirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda çocuklara ve bakım verenlerle sahada çalışırken önleme ve müdahale çalışmalarını özenle yürüten Maya Vakfı, özellikle akran çatışması, zorbalık ve sosyal bağları güçlendirme gibi konularda çocuklara yoğunlaşıyor. Aynı zamanda ailelerde, kadın ve erkek bakım verenlerin duygu durumlarını düzenleyebilmeli, stres yönetimi sağlayabilmeleri için destek sunuyor. Maya Vakfı, her bireyin, çatışma ve travma dolu geçmişini yeniden işleyerek daha sağlıklı ve mutlu bir geleceğe ulaşma hakkı olduğuna inanıyor ve tüm çalışmalarını bu doğrultuda yürütüyor.

 

 

Maya Vakfı Hakkında:

Özgür, güvenli ve üretken bir çocukluk yaşamış, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum hayaliyle 2015 yılında kurulan Maya Vakfı, programlarının odağına travmaya maruz kalan ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kısıtlı 5-24 yaş arası çocuk ve gençleri alıyor. Maya Vakfı, ana faaliyet alanını oluşturan Ruh Sağlığı ve Psikososyal Destek Programı kapsamında savaş, göç, kayıp, şiddet, doğal afet gibi nedenlerle travmaya maruz kalan çocuklara yaratıcı sanat terapisi ve sosyo-kültürel aktiviteler aracılığıyla rehabilitasyon desteği veriyor. Hak temelli yaklaşımıyla çalışmalarını Balat Çocuk ve Gençlik Merkezi, Travmaya Duyarlı Okul Programı, PhotoLIFT, Kapasite Geliştirme Programı ve Gönüllü Programı kapsamında yürütüyor. Maya Vakfı, Psikolojik İyileşme Becerileri (SPR) modelini sanat terapileri metodu ile birleştirerek uygulayan ve bu konuda öncü tek kurumdur.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve izmir35haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.