Çocuklardan mükemmellik kalıcılığı olumsuz sonuçlanabiliyor!

Bazı ebeveynin, başarılı olmasını istemek üzere bir araya getirilmesi, ancak bazen bu programların abartılarak çocukların her alanda mükemmel olmasının istendiğini söylüyor. Mükemmeliyetçi ebeveyn ilişkilerinin, çocuklarda kaygı, başarısızlık eksikliği ve başarısızlık korkusuna yol açabileceğine dikkat edebilecek Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Çocuklukta sürekli eleştirilen veya yeterince iyi olmadığı hissedilen bireyler, gençliklerinde yoğun kaygı, başarısızlık korkusu ve belirtileri gösteren belirtiler.” dedi. Başarıyı sadece notlarla değerlendirmenin, merakını körelterek öğrenmeyi bir kişi haline getirebileceğini aktaran Ülkü, kullanıcılarına sadece başarılarıyla değil, kendilerinin değerli hissettirmeleri gerektiğini vurguladı. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, çocuklardan mükemmellik beklemenin kısa ve uzun süreli beklenenki etkileri hakkında bilgi verdi. Mükemmel bir çocuk yetiştirme arzusu 'proje çocuk'ları ortaya çıkıyor! Pek çok ebeveynin, girişimci başarılı, disiplinli ve örnek birey olmalarını isteyen Uzman Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ancak bazı ebeveynler, bu beklentileri abartarak tıkayan Klinik her alanda mükemmel olmalarını bekliyor. Bu durum özellikle akademik başarı, spor, sanat veya sosyal beceriler gibi alanlarda kendini gösterir. Çocuklardan her zaman en iyi şekilde yararlanmak isteyenler, farkında olmadan bunların üzerinde baskı yöntemleri ve psikolojik olarak zarar verici bir ortam yaratabilirsiniz.” dedi. Anne-babaların mükemmel bir çocuk çalıştırma isteklerinde, 'proje çocuk' olarak sunulan çocukların ortaya çıktığını vurgulayan Ülkü, “Elbette ki anne-babalar küçükken evde kalmayı başaramadıklarını çocukları yapsın ve onun izinlerinin en iyisine sahip olsun istiyorum. Ancak aynı anda hem piyano, hem bale, hem tiyatro kurslarına götürülen ve tüm derslerinde yüksek başarı beklenen çocuklar gelecekte kendi isteklerine uygun bir yaşam sürülmekte zorlanabilirler. Aynı zamanda anne babalarının yüksek beklentilerini gerçekleştiremeyen çocuklarda yetersizlikleri oldukça sık gözlemlenebiliyor.” açıklamasını yaptı. birçok farklı nedenin içeriğinin mükemmeliyetçi beklentilere sahip olabilmesi Bu mükemmeliyetçi sorunların kökeninde hem psikolojik hem de toplumsal faktörlere değinen Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, bu davranışları şöyle açıkladı: Kendi ailelerinden yeterli takdir görmemiş, başarısızlık korkusu yaşayan veya zamanla yüksek beklentilere maruz kalan ebeveynler, bu durumu bilinçsizce kendi çocuklarına yansıtabiliyor. Bazı bilgisayarların tıkanmasının bir güvenlik kaynağı olarak algılanması. 'Eğer çocuğum başarılı olursa, onun geleceği garanti altında olur' düşünceleriyle hareket edebilirler. Çocuklarının başarılarını kendi ebeveynliklerinin bir göstergesi olarak görürler ve bu nedenle mükemmeliyetçi bir tutumu benimseyebilirler. Modern eğitim sistemleri genellikle başarıyı sınav notları ve akademik performans üzerinden değerlendirir. Bu durum, ailelerin çocuklarını sürekli daha iyi olmaya zorlamasına neden olabilir. Günümüzde sosyal medyada, ebeveynler üzerinde büyük bir baskı üretiliyor. Diğer ailelerin engelleme başarılarını görebiliyor, kendi çocuklarını daha fazla zorlayarak yol açabiliyor. İş dünyasında ve eğitim sürecindeki başarı büyük bir değer verilirken, kişisel mutluluk ve duygusal dengeyi geri planda tutabiliyor.” Çocuklarda aşırı yüksek beklentilere maruz kalmak, olumsuz sonuçlar doğurabilir Çocuklarlukta sürekli olarak en iyi olanları yaparlar, yetişkinlerde kendi değerlerinin başarılarıyla kanıtlanırlar ve vurgulayan Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Başarısız olduklarında ise yetersiz kalırlar ve değersiz hissederler.” dedi. Çocuklukta sürekli eleştirilen veya yeterince iyi olmayacak şekilde hissedilebilecek, aşırılıklarda yoğun kaygı, başarısızlık korkusu ve belirtileri gösterebileceklerini de sözlerine ekleyen Ülkü, “Sürekli en iyi olmak zorunda olması hisden bireyler, hata yapma korkusu nedeniyle yeni şeyleri denemekten kaçınabilirler. Bu da kariyerlerinde ve kişisel gelişimlerinde sınırlamalar yaratabilir. Bu nedenle, çocukluk döneminde aşırı yüksek beklentilere maruz kalma, bireyin ileriki yaşamında aktivite eksikliği, yoğun stres, başarısızlık korkusu ve duygusal problemler gibi pek çok olumsuz olumsuzluk yol açabilir.” şeklinde konuştu. Çocuk sadece yüksek düzeyde okumaya devam etmezse merak kaybedebilir! Eğitimin içsel motivasyonu (bir şeyi gerçekten öğrenen) ve dışsal motivasyonun (ödül, ceza veya Detaylar arasından seçim yapmak) önemli bir ayrımların oluşturulduğu ana hatlarıyla çizen Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Sadece yüksek çalışmaya odaklanmayan bir çocuk, öğrenme süreçlerinin bir iyileşme ve gelişme yeteneği olarak görmek yerine, birleştiği şekilde algılamalar. Bu merakın ortaya çıkmasına neden olabilir.” dedi. Çocukların, en iyi notları almaları durumunda ailelerinin hayal kırıklığına uğrayacaklarını düşünmelerinin yoğun bir stres kaynağı olup olmadığının çizen Ülkü, “Yalnızca notlara odaklanan bir çocuk, yaratıcı düşünme ve eleştirel analiz yeteneklerinin geliştirilmesite zorlanabilir. Bu nedenle, çocukların eğitim süreçlerinin başarısını değerlendirirken sadece harcamamak değil, sürece ve çabaya da ihtiyaç duyulması gerekir.” uyarısında bulundu. Çocuklara, başarıları için değil, olduğu kişi için değerli hissettirin… Mükemmeliyetçi ebeveyn tutumlarını değiştirmek isteyen ailelere önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, sayıları şöyle tamamladı: “Çocuğunuzun güçlü ve zayıf performansını kabul edin. diğer çocuklarla kıyaslamaktan kaçınmak. İlgi alanınıza ilgi ve ilgiye yönelik etkinliklere yönlendirin. Kendi kaygılarınızı gözden kaçırır. Başarıyı geniş bir perspektiften değerlendirin. Sonsuza güven verme ve süreç odaklı bir bakış açısı kazandırılması. gösterdiği çaba ve gelişimi takdir edin. Örneğin, 'Bu projeyi tamamlamak için çok çaba gösterdiniz, emeğin takdire değeri!' gibi ifadeler kullanın. Hata yaptığında onu eleştirmek yerine, bunun öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu anlatın. Kendi hatalarınızı paylaşarak, hata yapma normaldir. 'Ben de işimde hatalar bazen yapıyorum, ama bu bana yeni şeyler öğretiyor' gibi bir yaklaşım benimseyin. Piyasanın kendisine fırsat vermesini sağlayın ve küçültmeyin. Onun yaşadığı stresi, kaygıyı veya eksikliğin korkularını anlayabilir. Hayatın sadece başarıları için değil, olduğu kişi için değerli olduğunu hissetmesini sağlayın. Eğer sürekli olarak 'yeterince iyi değilim', 'başarısız olursam sevilmem' gibi düşünceler içindeyse, bu ciddi bir terör sorunu yaratabilir. Bu nedenle, çocuğuna koşulsuz sevgi ve kabul sunmanız çok önemlidir.” Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.59517