G ençlik takıntısı, benlik algısını temelden görüşlerinden psikolojik bir olgu

Sağlık 24.03.2025 - 18:56, Güncelleme: 24.03.2025 - 18:56
 

G ençlik takıntısı, benlik algısını temelden görüşlerinden psikolojik bir olgu

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, yaş almada bazılarında görülen gençlik takıntısı hakkında bilgi verdi.

Günümüzde genç ve güzel görünme baskısının yoğun şekilde uygulandığı, bu durumun birçok kişininde 'gençlik takıntısı'na yol açabildiğini söylüyor. Bu bağımlılığın sadece fiziksel değişimlerle değil, benlik algısıyla da doğrudan gerçekleştiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, " Bu takıntının ayrılabilmesi için, kişinin ilişkilerini sadece dıştan değil, bilgi, deneyim ve içsel gelişim gibi daha derin ve kalıcı özelliklerden desteklenmesi gerekir." dedi. Medyanın ve toplumsal baskıların, yaşlanmayı bir kayıp gibi gösterdiğine dikkat çeken Taşkın, kişinin gürültüsünü sadece dış giyime dayandırmasının, kaygı ve zararlı riskin artırılabileceği uyarısını yaptı. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, yaş almada bazılarında görülen gençlik takıntısı hakkında bilgi verdi. Dış mekan ürünlerine dayalı bir gençlik gençlik takıntısını beraberinde getiriyor Gençlik ilgisinin, benlik algısını doğrudan karmaşık bir süreç olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, " Gençliğin, genellikle fiziksel çekicilik, enerji ve toplumsal başarı ile özdeşleştirildiği bir toplumda, bu dönemdeki kayıp, yorgunluk üzerinde büyük bir güçlenmeye neden olabilir." dedi. , "Bu, özellikle dışta sağlanan bir destekle geliştirilmiş kişiler için daha belirgindir. Yani, gençlik takıntısı sadece fiziksel bir değil, bireyin kendini değerli hissetme biçiminin de bir kaybıdır. Eğer bir kişi, gençliğin elde edildiği, ve dinamizmi kendi varlığıyla özdeşleşiyorsa, yaşlanma süreci bu arayışını sürdürebilir." şeklinde konuştu. Özgüven, bilgi, deneyim ve içsel gelişim gibi derin ve kalıcı özelliklerden beslenmeli! Bu tür ilgilerin, yalnızca dışarıdan gelen yorumlarla değil, kişinin içsel dünyasında da bir gerilim yarattığını aktaran Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “ Kendiliği yaşlanmış ve değersiz hissinden bir kişi, sosyal ilişkilerde ve profesyonel hayatta daha fazla yalnızlık hissi yaşayabilir.” dedi. Bu bağımlılığın değişebilmesi için, kişinin sadece dışsal bir sorun değil, bilgi, deneyim ve içsel gelişimi gibi daha derin ve kalıcı özelliklerden beslenmesi için vurgu yapan Taşkın, gençlik takıntısının sadece dışsal bir sorun değil, bireyin benlik algısını temelden psikolojik bir olguda işaretledi. Medya ve toplumsal baskılar nedeniyle, yaşlanmak bir tehdit olarak algılanıyor… Medya ve toplumsal güzellik standartlarının, yaşlanma algısını ölçüde büyük şekillendirdiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, " Genellikle yaşlanma bir bozulma ve olumsuz bir süreç olarak sunulur. Gençlik genellikle, güzellik ve dinamizmle özdeşleştirilir. Bu da yaşlılıkla birlikte fiziksel olarak kalıcılığın azaldığı ve değer kaybı algısını pekiştirir." dedi. Bu durumun insanların yaşlanmayı, zayıflık, çarpıklık ve yalnızlık gibi duygularla büyümesine yol açtığına dikkat çeken Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplum, genç yaştaki fiziki çekiciliği bir başarı göstergesi olarak kabul edilirken, yaşlanmayı neredeyse bir 'kusur' gibi gösteriyor. Özellikle kadınların, medya tarafından sürekli genç ve pürüzsüzleşme zorlanırken, yaşlılık dönemi sadece 'görünüşteki bir gerileme' değil, toplumsal olarak 'değersizleşme' gibi algılanabiliyor. Değil, aynı zamanda zenginleştirici bir deneyim de olabilir.Eğer toplum, olgunlaşmayı olgunluk ve derinlik ile genişlemeseydi, yaşlanma daha sağlıklı ve olumlu bir süreç olarak görülebilirdi.” Yaş almak ve yaşlanmak farklı kavramlar… “Yaş almak ve yaşlanmak, sanki birbirinin aynıymış gibi kullanılan kavramlar ama psikolojik açıdan ayrılıklar arasında büyük bir fark var.” diyen Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, yaş almanın , sadece bir takvime bakarak çevirmek gibi olduğunu ve onun yıl bir rakamının daha eklendiğini söyledi. Bunun sadece dışsal bir değişim, biyolojik bir süreç olduğunu da sözlerine ekleyen Taşkın, yaşlı bir sayı olduğunu ve bu sayının içsel dünyamızda bir değişim yaratabileceğini aktardı ve devam etti: “Oysa yaşlanmak, çok daha derin, psikolojik bir dönüşüm sürecidir. Yaşlanmak, sürekli şekillenen bir felsefedir. Yaş aldıkça, fiziksel görünümdeki değişimlerden ziyade, dünyaya bakışımızın açıldığı, değerlerimizin ve deneyimlerimizin ne kadar evrildiği fark edilir. Psikolojik olarak yaşlanmak, büyümek, yaşlanmak, hatalarımızdan ders alıp kendimizi yeniden yapılandırmak demektir. Bu, onun yeni bir yenilik gibi bir oluşum gibi. Yaşlanmak, hayatı daha derin bir şekilde konuşmak, içsel huzuru bulmak, geçmişi kabul edip gelecekte daha kucaklamak demektir.” Genç görünüm baskısı, kaygı ve bulunamaması tetikleyebiliyor! Sürekli genç baskının, kimlik ve benlik algısını derinden güçlendirebileceğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, " Bu tür bir baskı, kişinin yalnızca fiziksel dünyalarını tanımlamalarına ve ikinci plana atılmasında gerçekleşir. dedi. Dış yapıya dayalı bu baskının, daha derin psikolojik problemlere yol açabileceğinin çizildiği Taşkın, hesaplamaları şu şekilde tamamladı: Bu içsel çatışma, kişinin 'olduğu gibi edilmek' yerine, 'sürekli bir onay arayışına' sokar. Klinik açıdan bakıldığında, bu baskının etkileriyle başa çıkarken, bireylerin içsel kimliklerini keşfetmeleri ve sadece dışsal güzellikten daha fazlasını değerli görmeleri yönünde rehberlik yapmak önemlidir. bunların, dış havanın geçici olması ve gerçek anlamda özgürlüğün, kendi içsel kaynaklarının ve kabulüyle gelip gelmemesi gerekir.” Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.60097
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, yaş almada bazılarında görülen gençlik takıntısı hakkında bilgi verdi.

Günümüzde genç ve güzel görünme baskısının yoğun şekilde uygulandığı, bu durumun birçok kişininde 'gençlik takıntısı'na yol açabildiğini söylüyor.

Bu bağımlılığın sadece fiziksel değişimlerle değil, benlik algısıyla da doğrudan gerçekleştiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, " Bu takıntının ayrılabilmesi için, kişinin ilişkilerini sadece dıştan değil, bilgi, deneyim ve içsel gelişim gibi daha derin ve kalıcı özelliklerden desteklenmesi gerekir." dedi. Medyanın ve toplumsal baskıların, yaşlanmayı bir kayıp gibi gösterdiğine dikkat çeken Taşkın, kişinin gürültüsünü sadece dış giyime dayandırmasının, kaygı ve zararlı riskin artırılabileceği uyarısını yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, yaş almada bazılarında görülen gençlik takıntısı hakkında bilgi verdi.

Dış mekan ürünlerine dayalı bir gençlik gençlik takıntısını beraberinde getiriyor

Gençlik ilgisinin, benlik algısını doğrudan karmaşık bir süreç olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, " Gençliğin, genellikle fiziksel çekicilik, enerji ve toplumsal başarı ile özdeşleştirildiği bir toplumda, bu dönemdeki kayıp, yorgunluk üzerinde büyük bir güçlenmeye neden olabilir." dedi.

, "Bu, özellikle dışta sağlanan bir destekle geliştirilmiş kişiler için daha belirgindir. Yani, gençlik takıntısı sadece fiziksel bir değil, bireyin kendini değerli hissetme biçiminin de bir kaybıdır. Eğer bir kişi, gençliğin elde edildiği, ve dinamizmi kendi varlığıyla özdeşleşiyorsa, yaşlanma süreci bu arayışını sürdürebilir." şeklinde konuştu.

Özgüven, bilgi, deneyim ve içsel gelişim gibi derin ve kalıcı özelliklerden beslenmeli!

Bu tür ilgilerin, yalnızca dışarıdan gelen yorumlarla değil, kişinin içsel dünyasında da bir gerilim yarattığını aktaran Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “ Kendiliği yaşlanmış ve değersiz hissinden bir kişi, sosyal ilişkilerde ve profesyonel hayatta daha fazla yalnızlık hissi yaşayabilir.” dedi.

Bu bağımlılığın değişebilmesi için, kişinin sadece dışsal bir sorun değil, bilgi, deneyim ve içsel gelişimi gibi daha derin ve kalıcı özelliklerden beslenmesi için vurgu yapan Taşkın, gençlik takıntısının sadece dışsal bir sorun değil, bireyin benlik algısını temelden psikolojik bir olguda işaretledi.

Medya ve toplumsal baskılar nedeniyle, yaşlanmak bir tehdit olarak algılanıyor…

Medya ve toplumsal güzellik standartlarının, yaşlanma algısını ölçüde büyük şekillendirdiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, " Genellikle yaşlanma bir bozulma ve olumsuz bir süreç olarak sunulur. Gençlik genellikle, güzellik ve dinamizmle özdeşleştirilir. Bu da yaşlılıkla birlikte fiziksel olarak kalıcılığın azaldığı ve değer kaybı algısını pekiştirir." dedi.

Bu durumun insanların yaşlanmayı, zayıflık, çarpıklık ve yalnızlık gibi duygularla büyümesine yol açtığına dikkat çeken Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplum, genç yaştaki fiziki çekiciliği bir başarı göstergesi olarak kabul edilirken, yaşlanmayı neredeyse bir 'kusur' gibi gösteriyor. Özellikle kadınların, medya tarafından sürekli genç ve pürüzsüzleşme zorlanırken, yaşlılık dönemi sadece 'görünüşteki bir gerileme' değil, toplumsal olarak 'değersizleşme' gibi algılanabiliyor. Değil, aynı zamanda zenginleştirici bir deneyim de olabilir.Eğer toplum, olgunlaşmayı olgunluk ve derinlik ile genişlemeseydi, yaşlanma daha sağlıklı ve olumlu bir süreç olarak görülebilirdi.”

Yaş almak ve yaşlanmak farklı kavramlar…

“Yaş almak ve yaşlanmak, sanki birbirinin aynıymış gibi kullanılan kavramlar ama psikolojik açıdan ayrılıklar arasında büyük bir fark var.” diyen Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, yaş almanın , sadece bir takvime bakarak çevirmek gibi olduğunu ve onun yıl bir rakamının daha eklendiğini söyledi. Bunun sadece dışsal bir değişim, biyolojik bir süreç olduğunu da sözlerine ekleyen Taşkın, yaşlı bir sayı olduğunu ve bu sayının içsel dünyamızda bir değişim yaratabileceğini aktardı ve devam etti:

“Oysa yaşlanmak, çok daha derin, psikolojik bir dönüşüm sürecidir. Yaşlanmak, sürekli şekillenen bir felsefedir. Yaş aldıkça, fiziksel görünümdeki değişimlerden ziyade, dünyaya bakışımızın açıldığı, değerlerimizin ve deneyimlerimizin ne kadar evrildiği fark edilir.

Psikolojik olarak yaşlanmak, büyümek, yaşlanmak, hatalarımızdan ders alıp kendimizi yeniden yapılandırmak demektir. Bu, onun yeni bir yenilik gibi bir oluşum gibi. Yaşlanmak, hayatı daha derin bir şekilde konuşmak, içsel huzuru bulmak, geçmişi kabul edip gelecekte daha kucaklamak demektir.”

Genç görünüm baskısı, kaygı ve bulunamaması tetikleyebiliyor!

Sürekli genç baskının, kimlik ve benlik algısını derinden güçlendirebileceğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, " Bu tür bir baskı, kişinin yalnızca fiziksel dünyalarını tanımlamalarına ve ikinci plana atılmasında gerçekleşir. dedi.

Dış yapıya dayalı bu baskının, daha derin psikolojik problemlere yol açabileceğinin çizildiği Taşkın, hesaplamaları şu şekilde tamamladı:

Bu içsel çatışma, kişinin 'olduğu gibi edilmek' yerine, 'sürekli bir onay arayışına' sokar.

Klinik açıdan bakıldığında, bu baskının etkileriyle başa çıkarken, bireylerin içsel kimliklerini keşfetmeleri ve sadece dışsal güzellikten daha fazlasını değerli görmeleri yönünde rehberlik yapmak önemlidir. bunların, dış havanın geçici olması ve gerçek anlamda özgürlüğün, kendi içsel kaynaklarının ve kabulüyle gelip gelmemesi gerekir.” Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.60097

İstanbul HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve izmir35haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.