İNME VE BEYİN HASARINA KARŞI ZAFERLERİNİ BİR ARAYA GELEREK KUTLADILAR

Sağlık 22.11.2024 - 11:52, Güncelleme: 22.11.2024 - 11:52 188 kez okundu.
 

İNME VE BEYİN HASARINA KARŞI ZAFERLERİNİ BİR ARAYA GELEREK KUTLADILAR

Kimi öğretmen, kimi iş adamı, kimisi de öğrenci… Onları bir araya getiren sebep ise aniden karşılaştıkları inme ve birçok nedene bağlı gelişen beyin hasarı. Yaşadıkları rahatsızlıklarla hayatları bir anda kabusa döndü ama onlar bu mücadeleden zaferle çıktı. “Mucize Organ Beyin Sempozyumu”, bu hastalıkları yaşamış ve hayata yeniden tutunmuş pek çok hasta, hasta yakını ve alanında uzman isimleri bir araya getirdi.

İnme (felç), beyin dokusunun oksijen almasını engelleyen, beyne giden kan akışının kesilmesi ya da beyin kanaması sonucu meydana gelen, ani gelişen ve hızla müdahale edilmesi gereken acil tıbbi bir durumdur. İnme geçiren kişilerde aniden ortaya çıkan bir tarafta güçsüzlük, uyuşma veya konuşma zorluğu en sık gözlenen belirtiler arasında yer alıyor. Sinirsel felç belirtileri bazen geri dönüşlü olabilirken, doğru müdahale edilmediğinde sıklıkla kalıcı hasar bırakabiliyor. Dünyada her yıl ortalama 15 milyona yakın kişiye ilk kez inme tanısı konuluyor, birçok kişide inme nedeni ile hayatını kaybedebiliyor. Ayrıca birden fazla nedene bağlı olarak gelişebilen beyin hasarı ise; beyin tümörü, kalbin durması sonucunda beynin oksijensiz kalması ya da travmaya bağlı da gelişebiliyor. Bu durum hastalarda yaşamsal fonksiyonların kaybını da beraberinde getirebiliyor. İnme ve beyin hasarının erken tedavisi hastaların yaşama şansını artırırken, aynı zamanda bu durumlara bağlı oluşabilecek engellerin ve fonksiyon bozukluklarının önüne geçilmesini de sağlayabiliyor.   Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar öncülüğünde bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Mucize Organ Beyin Sempozyumu”, alanında uzman profesyonelleri ve inme ya da travmaya bağlı beyin hasarının ardından tedavi sonrası yaşama tutunmuş hastaları da bir araya getirdi. Gerek inmede gerekse beyin hasarlarında acil müdahalenin önemi, belirtilerin tanınması ve erken dönemde başlanan fizik tedavi programlarının ve robotik rehabilitasyonun hastanın normal hayatına dönmesindeki başarısına dikkat çekilen toplantıda, beyin hasarı ve beyin tümörü sonrası nöro-rehabilitasyon programlarının önemi hakkında değerli bilgiler paylaşıldı. İnme ve beyin hasarı nedeniyle sakatlık ve ölüm riski ile karşı karşıya kalan ancak doğru tedavi planlaması sayesinde yeniden hayata dönen hastalar bu süreçteki ilham verici hikayelerini dinleyiciler ile paylaştı.   Düzenli sağlık kontrollerinin önemi bir kez daha vurgulandı  Toplumun inme ve beyin hasarı konusunda bilinçlenmesinin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Engin Çakar, “İnme ve beyin hasarı, halk sağlığı açısından günümüzde büyük bir tehdit oluşturmakta ve bazı bireylerde belirli sağlık sorunları ve yaşam tarzı faktörleri nedeniyle risklerin daha da arttığı görülmektedir. Bireylerde yaşlılık, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, diyabet, obezite, sigara ve alkol kullanımı gibi etkenlere bağlı olarak inme görülebilmekle birlikte travma, tümör veya beynin oksijensiz kalması gibi durumlarda da beyin hasarı görülmesi oldukça mümkündür. Bu kişilerde risklerin yönetilmesi için düzenli sağlık kontrolleri ve sağlıklı yaşam tarzı seçimleri büyük önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.   İleri teknoloji ve kişiye özel tedavilerle hasta özgürlüğünü geri kazanıyor  Felçli hastaların erken dönemde müdahale ile yatağa bağımlılıktan kurtulabileceğini söyleyen Prof. Dr. Çakar, sözlerine şöyle devam etti: “Son yıllarda inme ve beyin hasarı tedavisinde yaşanan önemli gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini artırıyor ve bağımsız hareket edebilme potansiyellerini iyileştiriyor. Fizyoterapist ve ergoterapist eşliğinde yapılan çeşitli fizik tedavi egzersizleri, uygulanan nöro-rehabilitasyon teknikleri ve el-kol ve yürüme robotları sayesinde hastaların hem yürüme yetileri yeniden kazandırılıyor hem de ince motor becerilerinin geri kazandırılması sağlanmış oluyor. Bu hastaların önemli bir bölümü yatağa bağımlılıktan kurtulup, kısmi veya tam bağımsızlığa kavuşabiliyor.”   Doğru tedavinin gücü onları hayata bağladı 2011 doğumlu Tornika, Gürcistan’dan ülkemize yüksekten düşme sonrası tedavi olmak için geldi. Düşme sırasında kafa travması ve buna bağlı beyin hasarı gerçekleşen Tornike Kobulia’nın annesi Matia Sanadze yaşadığı süreci şu sözler ile anlattı: “ Oğlum çok talihsiz bir kaza yaşadı. Futbol oynamak için arkadaşlarıyla birbirlerini cesaretlendirerek bir inşaata çıktığı sırada ayağının kayması konucu 4. kattan aşağı düştü. Beyin kanaması geçirip 2 ay hastanede komada kaldı. Yurtdışında birçok hastaneye başvuru yaptığımız sırada kimse olumlu dönüş yapmazken Prof. Dr. Engin Çakar bizi tedavi etmek için çağırdı ve oğlum hızla sağlığına kavuştu. ”     Yaşama tutundu, diyetisyen olacak  İyileşme mücadelesi ile pek çok insana ilham olan bir diğer isim de Sude Yılmaz. 16 yaşındayken 2 kez beyin kanaması geçiren ve artık ayağa kalkamayacağı söylenen Sude Yılmaz hayata yeniden tutunma mücadelesi ile ilgili “Aynı gün 2 saat ara ile beyin kanaması geçirdim. Aylarca yatağa bağımlı yaşadım. Benim için başka doktorlar ümitsiz olduklarını söylediler. Ama Engin hocam ve muhteşem ekibi sayesinde şuan hem konuşabiliyorum  hem yürüyebiliyorum. Üstelik hayallerimin peşinden koştum ve şuan özel bir üniversitede Beslenme ve Diyet bölümü 2. sınıf öğrencisiyim.” diye konuştu.
Kimi öğretmen, kimi iş adamı, kimisi de öğrenci… Onları bir araya getiren sebep ise aniden karşılaştıkları inme ve birçok nedene bağlı gelişen beyin hasarı. Yaşadıkları rahatsızlıklarla hayatları bir anda kabusa döndü ama onlar bu mücadeleden zaferle çıktı. “Mucize Organ Beyin Sempozyumu”, bu hastalıkları yaşamış ve hayata yeniden tutunmuş pek çok hasta, hasta yakını ve alanında uzman isimleri bir araya getirdi.

İnme (felç), beyin dokusunun oksijen almasını engelleyen, beyne giden kan akışının kesilmesi ya da beyin kanaması sonucu meydana gelen, ani gelişen ve hızla müdahale edilmesi gereken acil tıbbi bir durumdur. İnme geçiren kişilerde aniden ortaya çıkan bir tarafta güçsüzlük, uyuşma veya konuşma zorluğu en sık gözlenen belirtiler arasında yer alıyor. Sinirsel felç belirtileri bazen geri dönüşlü olabilirken, doğru müdahale edilmediğinde sıklıkla kalıcı hasar bırakabiliyor. Dünyada her yıl ortalama 15 milyona yakın kişiye ilk kez inme tanısı konuluyor, birçok kişide inme nedeni ile hayatını kaybedebiliyor. Ayrıca birden fazla nedene bağlı olarak gelişebilen beyin hasarı ise; beyin tümörü, kalbin durması sonucunda beynin oksijensiz kalması ya da travmaya bağlı da gelişebiliyor. Bu durum hastalarda yaşamsal fonksiyonların kaybını da beraberinde getirebiliyor. İnme ve beyin hasarının erken tedavisi hastaların yaşama şansını artırırken, aynı zamanda bu durumlara bağlı oluşabilecek engellerin ve fonksiyon bozukluklarının önüne geçilmesini de sağlayabiliyor.

 

Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar öncülüğünde bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Mucize Organ Beyin Sempozyumu”, alanında uzman profesyonelleri ve inme ya da travmaya bağlı beyin hasarının ardından tedavi sonrası yaşama tutunmuş hastaları da bir araya getirdi.

Gerek inmede gerekse beyin hasarlarında acil müdahalenin önemi, belirtilerin tanınması ve erken dönemde başlanan fizik tedavi programlarının ve robotik rehabilitasyonun hastanın normal hayatına dönmesindeki başarısına dikkat çekilen toplantıda, beyin hasarı ve beyin tümörü sonrası nöro-rehabilitasyon programlarının önemi hakkında değerli bilgiler paylaşıldı. İnme ve beyin hasarı nedeniyle sakatlık ve ölüm riski ile karşı karşıya kalan ancak doğru tedavi planlaması sayesinde yeniden hayata dönen hastalar bu süreçteki ilham verici hikayelerini dinleyiciler ile paylaştı.

 

Düzenli sağlık kontrollerinin önemi bir kez daha vurgulandı 

Toplumun inme ve beyin hasarı konusunda bilinçlenmesinin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Engin Çakar, “İnme ve beyin hasarı, halk sağlığı açısından günümüzde büyük bir tehdit oluşturmakta ve bazı bireylerde belirli sağlık sorunları ve yaşam tarzı faktörleri nedeniyle risklerin daha da arttığı görülmektedir. Bireylerde yaşlılık, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, diyabet, obezite, sigara ve alkol kullanımı gibi etkenlere bağlı olarak inme görülebilmekle birlikte travma, tümör veya beynin oksijensiz kalması gibi durumlarda da beyin hasarı görülmesi oldukça mümkündür. Bu kişilerde risklerin yönetilmesi için düzenli sağlık kontrolleri ve sağlıklı yaşam tarzı seçimleri büyük önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.

 

İleri teknoloji ve kişiye özel tedavilerle hasta özgürlüğünü geri kazanıyor 

Felçli hastaların erken dönemde müdahale ile yatağa bağımlılıktan kurtulabileceğini söyleyen Prof. Dr. Çakar, sözlerine şöyle devam etti: “Son yıllarda inme ve beyin hasarı tedavisinde yaşanan önemli gelişmeler, hastaların yaşam kalitesini artırıyor ve bağımsız hareket edebilme potansiyellerini iyileştiriyor. Fizyoterapist ve ergoterapist eşliğinde yapılan çeşitli fizik tedavi egzersizleri, uygulanan nöro-rehabilitasyon teknikleri ve el-kol ve yürüme robotları sayesinde hastaların hem yürüme yetileri yeniden kazandırılıyor hem de ince motor becerilerinin geri kazandırılması sağlanmış oluyor. Bu hastaların önemli bir bölümü yatağa bağımlılıktan kurtulup, kısmi veya tam bağımsızlığa kavuşabiliyor.”

 

Doğru tedavinin gücü onları hayata bağladı

2011 doğumlu Tornika, Gürcistan’dan ülkemize yüksekten düşme sonrası tedavi olmak için geldi. Düşme sırasında kafa travması ve buna bağlı beyin hasarı gerçekleşen Tornike Kobulia’nın annesi Matia Sanadze yaşadığı süreci şu sözler ile anlattı: “ Oğlum çok talihsiz bir kaza yaşadı. Futbol oynamak için arkadaşlarıyla birbirlerini cesaretlendirerek bir inşaata çıktığı sırada ayağının kayması konucu 4. kattan aşağı düştü. Beyin kanaması geçirip 2 ay hastanede komada kaldı. Yurtdışında birçok hastaneye başvuru yaptığımız sırada kimse olumlu dönüş yapmazken Prof. Dr. Engin Çakar bizi tedavi etmek için çağırdı ve oğlum hızla sağlığına kavuştu. ”  

 

Yaşama tutundu, diyetisyen olacak 

İyileşme mücadelesi ile pek çok insana ilham olan bir diğer isim de Sude Yılmaz. 16 yaşındayken 2 kez beyin kanaması geçiren ve artık ayağa kalkamayacağı söylenen Sude Yılmaz hayata yeniden tutunma mücadelesi ile ilgili “Aynı gün 2 saat ara ile beyin kanaması geçirdim. Aylarca yatağa bağımlı yaşadım. Benim için başka doktorlar ümitsiz olduklarını söylediler. Ama Engin hocam ve muhteşem ekibi sayesinde şuan hem konuşabiliyorum  hem yürüyebiliyorum. Üstelik hayallerimin peşinden koştum ve şuan özel bir üniversitede Beslenme ve Diyet bölümü 2. sınıf öğrencisiyim.” diye konuştu.

İstanbul HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve izmir35haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.